Öyle bir çocuk ki, elleri hiç toprağa değmemiş, çimen kokusunu hiç içine çekmemiş

Merhabalar,

Karşımda oturan 23 yaşında olduğunu bildiğim ama yaşından küçük gösteren iyi bir üniversiteden mezun olmuş genç bir meslektaşım. Teknolojiyi fazlasıyla kullanan nesillerin, eğitim şekilleri de değişebilir

Kısa bir süredir birlikte çalışıyoruz ama olmuyor, bir türlü ilerleyemiyor. İlk yöneticisi ile beraber performans görüşmesindeyiz, kişiye performansı ile ilgili geri bildirim veriyoruz. Fakat bu görüşme bir hayli değişik seyretti. Meslektaşıma verdiğim her geri bildirim bir savunma ve ret ile geri dönüyordu, tam yeni nesil dedim içimden.

Her gün birçoğumuz yaşımız ne olursa olsun şunu düşünmüyor muyuz? “Anlamıyor beni, ayrı dünyalarda yaşıyoruz sanki” diye. Bu hafta benim için öğrenince çok işime yarayan ve gerçekten faydalı olduğunu düşündüğüm kuşaklar arası farklılıklardan bahsetmek istiyorum size.

Günümüz büyükanne ve büyükbabalarının 70’lerde izlediği filmler, oynadığı oyunlar, kullandığı araç gereçler, taş plaklar, kullandığı dil, cümleler; yine günümüz anne babalarının posta kartları, kasetçaları, dinlediği müzikler, sokaklarda koşup oynadığı oyunlar şimdilerin tablet başındaki gençleri için âdeta farklı bir dünyanın yaşam tarzları gibi gelmektedir. 15 yaşındaki bir gencin hangi tarz müzik dinlediğini biliyor musunuz? Peki, aynı genç, annesinin veya anneannesinin bir zamanlar severek izlediği pembe dizinin adını biliyor mudur? Yine kendisinin yaşındayken annesinin ördüğü örgü, işlediği kanaviçeyi biliyor mudur? Bu ve bunun gibi sorulara hep birlikte “hayır“ cevabını veriyoruz.

Peki, bu kuşaklar nedir?

Neden farklılıklar var?

Bu sorulara cevap verebilmek için öncelikli olarak kuşakları tanımak gerek. Birbirinden farklı kuşakların birbirine öğreteceği birçok tecrübe ve bilgi de bulunmaktadır. Dünya genelinde kuşaklar X, Y, Z kuşakları olarak adlandırılıyor. Hatta buna “baby boomer” ile sessiz kuşağı da ekliyoruz. Bu kuşaklar bıçak sırtı gibi ayrılmış bir durumda değil, iç içe geçmiş ve ayrı kuşaklar günümüzde birlikte yaşamaktadır. Farklı kuşakların birbirini anlaması, belirli noktalarda birleşmesi insanlığın uyum içinde yaşaması için gerekiyor. Her bir nesil eğer birbirinin özelliğini bilir ve ona göre anlayış geliştirirse kuşaklar arasında uyum içinde yaşamak ancak o zaman mümkün olabilecektir. Bu kuşakları PDR uzmanı Sayın Aydın Demirci şöyle açıklamış, yorumlarımla onları da aktarmak istiyorum size…

Kuşaklar ve Özellikleri

Baby boomer, 1946-1964 yılları arasında Amerika’da II. Dünya Savaşı’nın bitiminde başlayıp 1960 yılı başlarına kadar süren, yıllık doğum hızında büyük artış anlamına gelen “baby boomer” olarak adlandırılan kuşaktır. Şu anda bu kuşağın en yaşlısı 72 yaşında, en genci ise 54 yaşındadır. Teknoloji yaygın olmadığı için çoğu zaman işlerini kendi kendilerine yapmak zorunda kalmış, üretmişlerdir. Bu nesil teknolojiden uzaktır, diğer bir deyişle teknolojiyi benimseyememiştir. Bunun yanında, iş sadakatleri yüksektir. Diğer kuşaklardan farklı olarak iş yaşamları için “Çalışmak için yaşamışlardır.” ifadesi kullanılabilir.

X uşağı, 1965-1979 arası doğanlardan bahsediliyor. Bu durumda en yaşlısı 53, en genci 39 yaşındadır. Kurallara uyumlu, aidiyet duygusu güçlü, otoriteye saygılı, sadık, çalışkanlığa önem veren bir kuşak olarak tanımlanıyor. İş yaşamlarında çalışma saatlerine uyumlu olup iş motivasyonları yüksektir. Belirli çalışma süresinden sonra kademe atlayabileceklerine inanırlar ve sabırlıdırlar. Ayrıca bu nesil, birtakım icatlara, buluşlara şahitlik etmiştir. Dünyaya gözlerini merdaneli çamaşır makinesi, transistörlü radyo, kasetçalar ve pikapla açan X nesli sakinleri pek çok dönüşüm yaşamıştır. Özellikle, teknoloji açısından düşünüldüğünde bilgisayar sistemlerinin dönüşümü ve buna bağlı olarak değişen iş yapış şekillerine adapte olmaya çalışmışlardır.

Y kuşağı, 1980-1999 yılları arasında doğanlardır. Y neslinin en yaşlısı 38, en genci ise 19 yaşındadır. Kuşaklar arası farklılık en çok bu kuşakta hissedilmektedir. Çünkü onlar bağımsız olmayı seviyorlar, özgürlüklerine düşkünler ve iş yaşamlarında da farklılar. Belirlenen mesai saatleri arasında çalışmayı sevmiyorlar. Bu yüzden, iş saatinden ziyade işe odaklanmaları gerekiyor. Bu durumda onları işin bir parçası hâline getirmek önemlidir. Y kuşağı çok fazla iş değiştirebilir. Y kuşağının kendisinden farklı düşünenleri acımasızca eleştiri yağmuruna tuttuğu da bir gerçektir. Y kuşağı aşırı bireycidir, otorite ve kural tanımamaktadır.

Z kuşağı yani “Milenyum Kuşağı”, 2000 yılı ve sonrası doğanlara denir. En büyüğü 18 yaşındadır. İnternet ve mobil teknolojileri kullanmayı severler. Günümüzde yaygın olan akıllı telefonlar ve tablet bilgisayarlar ile her alanda aktifler. Özellikle İnternet aracılığıyla sosyalleşmeyi tercih ediyorlar. Diğer nesillerden farklı olarak İnternet ve teknoloji ile doğdukları tabir edilir. Bu yüzden de çabuk tüketen bir nesildir Z kuşağı. Fakat İnternet ile fazla haşır neşir olduklarından aynı anda birden fazla konu ile ilgilenebilme yeteneklerinin gelişeceği tahmin ediliyor. Söz konusu bu yetenek aynı zamanda Y neslinde de yaygın olarak görülüyor ve bu tek bir konuya odaklanmaya göre daha pratik olabilir. Konferansı dinlerken veya sinemada film izlerken çoğunun eş zamanlı olarak sosyal medyada konferans veya filmle ilgili yorumlarda bulunabilmeleri, sahnenin fotoğrafını çekip sosyal ağlarda paylaşmaları buna en iyi örnektir. Tabi bunlarla meşgul olurken konuşmayı da dinleyebiliyorlar. El yazısı kullanmaktan çok klavye ile yazmayı tercih eden bir nesildir. Kitap okumayı tamamen teknolojik aletlerle yapmayı yeğleyip kitaba dokunmadan okuyan bir nesil.

Düşünsenize; öyle bir çocuk ki, elleri hiç toprağa değmemiş, çimenlere uzanıp onun insana hayat veren kokusunu içine hiç çekmemiş, arkadaşlarıyla koşturup yere hiç düşmemiş, düşüp de dizindeki yaranın kabuk bağlamasına hiç tanık olmamış. Günümüzde bir aile düşünün ki dede-nine, anne-baba, üniversitede okuyan bir çocuk ve ilkokula yeni başlamış ikinci bir çocuk bir arada. Böyle tüm kuşakların olduğu bir aile. Elinden akıllı telefonlarını düşürmeyen gençler, büyüklerinin kendilerine sordukları soruları bir taraftan akıllı telefonlarından paylaşımda bulunurken yüzlerine bakmadan cevaplamaya çalışacak fakat kendisi ile konuşurken yüzüne bakmadığını düşünen büyükler bunu saygısızlık olarak nitelendirecektir.

Kuşaklar arasındaki farklılıklardan şikâyet etmek yerine bu kuşakların birbirine aktaracağı deneyimlerden ve bilgilerden yararlanmak daha doğru olacaktır. Sosyal medya ve teknolojiyi fazlasıyla kullanan nesillerin, artık eğitim şekilleri de değişebilir. Bunun ne kadar kolay veya zor olduğu değil gerekliliğidir anlamamız gereken. Bende farklı jenerasyonlarla yaşamaya çalışan ve öyle olan birisi olarak bu bütünün parçası oluyorum. Bazen zor ama imkansız değil…

Sevgiyle kalın…

Teknolojiyi fazlasıyla kullanan nesillerin, eğitim şekilleri de değişebilir

SHE AND GIRLS BAHAR 2024