Evrenin Dili Sandığımızdan Çok Daha Basit

“Dua ederken, talep ederken net olun. İstemediğiniz şeyi değil, istediğiniz şeyi detaylıca ifade edin. Kabul edildiğine inanın. Şüphe duymayın. Evrenin dili sandığımızdan çok daha basit ve sistem kusursuz işliyor” sözleriyle, talep etmenin önemini vurgulayan Yaşam Koçu ve Kozmik Enerji Uzmanı Özlem Toker Özyürek, ruhumuza iyi gelecek harika önerilerde bulunuyor. Yaşam Koçu Uzmanı Özlem Toker Özyürek

She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.

Instagram Hesabımız

Gelin bu muhteşem röportajda alacağınız mesajları hayatınıza uyarlayın.

Buyurun sohbetimize!

Röportaj: Melek Şenol

Yaşam Koçu ve Kozmik Enerji Uzmanı Özlem Toker Özyürek

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Merhaba, öncelikle bu harika söyleşi için teşekkür ederim. Ben Özlem Toker Özyürek. Ben de herkes gibi dünya okulundan en iyi şekilde mezun olmaya çalışan bir öğrenciyim. Tek dersin kendini bilmek olduğunu fark etmiş ve kendini bu yola adamış bir yolcuyum. Spiritüel yolculuğuma yaklaşık 25 yıl önce başladım ve 5 yıldır da spiritüel danışmanlıklar, seminerler veriyorum.

Çok genç yaşlardan beri göründüğümüzün çok daha ötesi olduğumuzu biliyordum ve bu hakikatin tam olarak ne olduğunu, nasıl olduğunu bilmek ve rehberliğimi seçen diğer ruhlara bildiklerimi aktararak yol göstermek üzere Limitsiz Yaşam Akademi’yi kurdum. Tabii o yolda ne bulacakları ve ne yapacakları herkesin kendi özgür iradesinde. Ben sadece eşlik edenim. Günümüzde de spiritüel anlamda gelişmeye, katkı olmaya, ayrıca bilimsel tarafta ise sosyoloji ve psikoloji eğitimlerimi almaya devam ediyorum.

Yeni seneye girerken arzu ettiğiniz projeleriniz nelerdir?

Yeni senede çalışmalarımı özellikle kadınlara yönelik olarak yoğunlaştırmayı hedefliyorum. Biz kadınlar maalesef yaşama başladığımız andan itibaren özellikle yaşadığımız coğrafyanın kollektif bilinci çerçevesinde oluşturulmuş makbul olma, kabul görme standartlarına ve birçok yargıya maruz kalıyoruz. Bizim de Yaradan’ın biriciği olduğumuzu, sonsuz ve sınırsız bir potansiyel taşıdığımızı hatırlamamız ve bu yaşamdaki misyonumuzu bilmemiz gerekiyor.

Bunun için de kendimizle gerçekten tanışmaya ihtiyacımız var. Ayrıca yine hatırlamalıyız ki çocuklar ebeveynlerini aynalarlar. Özellikle hayattaki akışımızı annemizle olan ilişkimiz belirler. Dolayısıyla mutlu ve farkındalığı yüksek bir anne demek, özkaynaklarına sahip ve farkındalığı yüksek, bilinçli bireyler demektir. Bu nedenle daha fazla kadının kendini tüm sınırlamaların ötesine taşımalarına, gerçek benlikleriyle buluşmalarına katkı olmak ve rehberlik etmek yeni seneye dair en büyük hedefim.

Evrenin dili nedir? Evrenle doğru iletişim nasıl kurulur?

Yabancı insanlara kendimizi anlatmak ve onları da anlamak için nasıl ortak bir dilde konuşmak gerekiyorsa, evrene kendimizi doğru anlatmak ve yanıtlarını anlamak için de onun dilinden konuşmak zorundayız. Evrende her şey enerjidir ve her şeyin kendine has bir titreşim seviyesi yani frekansı vardır. Dolayısıyla evrenin dili de enerjidir. Bu dilin kelimelerini ve cümlelerini ise frekansımız oluşturur.

Evren, iletilen frekansa göre yanıt verir. Bir şey talep ederken, dua ederken kullandığınız kelimelerin frekansı ve onları sarfederken sizin yaydığınız frekansınız yüksek ise konuyu evrene doğru bir şekilde aktarmış olursunuz. Yani kelimelerinizle sağlıklı olmayı, daha fit olmayı ya da uyumlu bir ilişkiyi isterken yaydığınız frekans, “imkansız ama bir deneyelim”, “beni neden bulsun ki”, “çok param olursa tüm düzenim bozulur”, “bana gelmez” gibi korku, güvensizlik ve kaygı dolu düşük bir frekans yayıyorsa evren sözlerinize değil enerjinize bakar ve bu durumda da taleplerinizin gerçekleşeceğini beklemek gerçekçi olmaz.

Dua ederken, talep ederken net olun. İstemediğiniz şeyi değil, istediğiniz şeyi detaylıca ifade edin. Kabul edildiğine inanın. Şüphe duymayın. Evrenin dili sandığımızdan çok daha basit ve sistem kusursuz işliyor.

Yaşamımızdaki döngülerin nedeni nedir? Onları nasıl kırabiliriz?

Bizler %95 oranında bilinçdışımız tarafından yönlendiriliyoruz. Bilinçli karar mekanizmamız sadece %5’lik bir alana ait. Bilinçdışı bize dair tüm kayıtlara sahiptir ve tek görevi bu kayıtlara sadık kalarak bizi korumaktır. Bu kayıtlar geçmiş yaşam deneyimlerimizden, atalardan aldığımız aktarımlardan ve bu yaşamda özellikle 0-7 yaş arasında hiçbir filtre uygulamadan, olduğu gibi kaydettiğimiz programlardan oluşur ve yaşamdaki seçimlerimizi, tepkilerimizi, bakış açılarımızı bu kayıtlara göre bilinçdışı yönlendirir.

İşte döngüler bu programların farkında olmamız ve buradaki dersleri bitirmemiz için evrenin bizimle kurduğu iletişimdir. Bir durumdaki dersi almamışsak, kişiler ya da olaylar değişse de biz hakikati görene kadar evren bize aynı senaryoyu sunmaya devam eder. Bunları kırmak elbette mümkün. Öncelikle işe kendi yaşam sorumluluğumuzu kabul etmekle başlamalıyız. Her şeyin bir seçim ve ilahi planın bir parçası olduğunu, diğerlerinin de tıpkı bizim gibi bir yaşam planı olduğunu kabul ettiğimizde dışarıda suçlayacak kimse kalmıyor.

Yaşam Koçu ve Kozmik Enerji Uzmanı Özlem Toker Özyürek

O zaman yapmamız gereken algılayış şeklimizi değiştirmek. Yaşananlar karşısında hissettiklerimiz bize yol gösteren pusulalardır. Mesela, bir arkadaşınıza bir tartışmanız sırasında öfkelendiniz. Burada şunu fark etmek önemli, sizi öfkelendiren aslında arkadaşınızın size sesini yükseltmesi değildi. O durumun sizde yarattığı histi. Değersiz mi hissettiniz? Saygı duyulmadığınızı mı hissettiniz? Hangisi? İşte öfkenizin asıl nedeni burada saklı. Hatta belki siz de sesinizi yükselttiniz ancak bunu fark edemeyecek kadar hislerinizin etkisi altında kaldınız. Çünkü bilinçdışınız sizi korumak üzere sahip olduğu kodlara, inançlara sadık kalıyor.

Hisler bize burada çözülmesi gereken bir program olduğunu gösteren çok önemli noktalardır. Diğer durumda tartışmada ses yükselmesini olağan karşılayıp bunun üzerinde durmak yerine odak noktanızı gerçekten sorunu çözmek üzerinde yoğunlaştırmanız beklenirdi. İşte biz altta yatan bu duygu durumunu çözmediğimiz sürece belki o arkadaşımızla yollarımızı ayırabiliriz ancak bunu çözmek üzere aynı davranış kalıplarını sergileyen başka kişiler hayatımıza girecektir.

Döngüleri kırmak için o durumun bize ne kazandırdığını, oradaki dersimizi bulmak zorundayız. Kozmik sistemde rastlantısallık yoktur, nedensellik vardır. Sürekli aynı kişileri hayatınıza almanız ya da paranızın sürekli geldiği gibi gitmesi, her başvurunuzun reddedilmesi…hiçbiri tesadüf değil, hepsinin dönüşmek üzere sizde bekleyen bir nedeni var.

Sürekli empoze edilen pozitif düşüncenin temelinde ne var? Sadece pozitif düşünerek isteklerimiz gerçekleşir mi?

Gerçekten önemli ve oldukça yanlış anlaşılan bir konuya değindiniz. Düşüncelerimiz oldukça güçlü enerjilerdir ve olumlu düşüncede kalmak oldukça önemlidir. Ancak insan olarak birçok duygu durumunun yaratıldığı birçok deneyim yaşadık, yaşıyoruz ve bunlar bizi bize anlatan en kıymetli şeylerdir. Dolayısıyla bir durum karşısında hissettiğimiz hüzün, acı, korku, kırgınlık, yetersizlik, değersizlik, pişmanlık gibi duyguları görmezden geldiğimizde ortaya çıkan şey gerçek bir mutlu olma hali değildir.

Yapay bir mutluluktur. Evet bazen bir şeyler yolunda değildir ve bunu yoluna koymak için o durumu kabul etmek gerekir. Kabul etmeyip bastırdığımız her duygu çözülmek üzere mutlaka yeni bir senaryo ile hem de bu kez daha güçlü bir şekilde açığa çıkacaktır. Onlar da insan doğamızın bir parçası. Burada önemli olan o duyguda ne kadar süre kaldığımız ve ne yaptığımızdır. Öfkeliyseniz mesela, ortamdan uzaklaşıp kendinize bunu yaşamak için 5 dakika verebilirsiniz.

Kısa bir yürüyüş, nefes egzersizleri gibi pratik aktivitelerle sakinleşebilir ondan sonra bu öfkenin size ne anlatmak istediğine bakabilirsiniz. Çözmediğimiz her durum döngü halini alır. Hatta bedenimizin enerji akışını bozarak fiziksel rahatsızlıkların ortaya çıkmasına sebep olur. Yaradılışın sistemi bu şekilde işliyor. Diğer taraftan sadece olumlu düşünerek istediğiniz hayatı yaşayabilir misiniz? Net söylüyorum yaşayamazsınız.

Bunu gerçekleştirmenin bazı koşulları vardır. İlk aşaması evet olumlu düşünme. Hayatımızda tezahür ettirmek istediğimiz şeyi detaylıca düşünmek. Detaylandırmak çok önemli çünkü maddeye şeklini veren içerdiği enformasyondur. Evrene düşünce formu olarak ilettiğimiz enerji aynı zamanda detaylı enformasyonu da içermeli. Boşluk bıraktığımız her detay evrenin kendi anlayışı çerçevesinde doldurulur. Sıradaki adım bu düşünceyi sık sık tekrarlamak, böylece beynimizde o gerçekliği yaratmak üzere yeni nöron bağları oluştururuz.

Bir şeyi ne kadar çok tekrarlarsak bağlar o denli güçlenir. Aynı anda da ona sanki sahip olmuşuz gibi tüm detayları ve ona sahip olmanın mutluluğunu, heyecanını hissetmeliyiz. Hisler yaratımın en önemli unsurudur. Ve son ancak en önemli ve görmezden gelinen kısmı da şu ki; eyleme geçmeliyiz. İnsanın kaderi çabasına bağlı kılınmıştır. İstediğimiz şeyi hayatımızda var etmek üzere oluşturduğumuz düşünceleri destekleyecek eyleme geçmeliyiz. Mesela bu eğer kilo verme konusu ise, kendimizi istediğimiz fit halimizle düşünmeli, hayal etmeli, kendimizi gerçekten o istediğimiz fit görüntüde hissetmeliyiz.

Ancak bunları yaparken hala hareketsiz bir yaşama devam edersek, bizi yemeye ve kilo almaya iten duygu durumunu, bilinçdışı programları ve buna bağlı olarak beslenme düzenimizi değiştirmezsek sadece düşünerek kilo vermemiz mümkün değildir. Daha önce de söylediğim gibi evren bizim tutarlı olmamızı ister. Yani düşüncelerimiz, hislerimiz ve eylemlerimiz örtüşmeli. Pozitif düşüncelere ve hislere sahip olarak, kilolara tutunma nedenimizi, oradaki ikincil kazancımızı çözmeye ve yaşam şeklimizi değiştirmeye yönelik eyleme geçtiğimizde hayal ettiğimiz sonuç bizimdir. Yani ektiğimizi önünde sonunda biçeriz. Bu değişmez bir gerçektir.

Kendini sevmek nedir ve neden önemlidir?

Kendini sevmek, öncelikle kendini her halinle gerçekten kabul etmekle başlar. Bu da kendine karşı dürüst ve şefkatli olmayı gerektirir. Tüm zayıflıklarını, zaaflarını, yaralarını bilerek, kabul etmek ve onları şefkatle dönüştürmeyi seçmektir. Kendi varlığını onurlandırmak, merkezinde kalmak ve özüne sahip çıkmaktır. Kendin hakkında güzel konuşmaktır kendini sevmek, kendine özen göstermektir.

Hakkın olanı şükürle almak, tevazu ve hoşgörüde kendi hakkına girmeden dengeli olmaktır. Nasıl sevdiğiniz birinin üzerine titrerseniz kendi üzerinize de öyle titremektir. Yeri geldiğinde kendine gülebilmek, kendinle eğlenebilmek ve aynada gözlerine bakıp “seninle gurur duyuyorum” diyebilmektir. Daha önce kendi sayfamda yazmıştım, kendisiyle kavgası bitmiş, sağlam bir bağ kurmuş kişiyi hiçbir fırtına savuramaz. Çünkü o en güçlü fırtınaları kendi içinde aşmıştır.

Kendini sevmek neden önemlidir derseniz, önemlidir çünkü kendini sevmeyen ve onaylamayan bir insan öz kaynaklarını yitirmiş, gücünü diğerlerine teslim etmiş demektir. Özdeğer, özsaygı, özgüven ve öz sevgi geliştirememiş kişiler bunları diğerlerinden sağlamaya çalışırlar. Halbuki dışarıdan beklediğimiz her şey sınırlı, sonlu ve karşılıklıdır.

Değer görmek için kendinizden verirsiniz, saygı görmek için, sevgi görmek için hep kendi özünüzden vermek zorunda kalırsınız. Sonrasında hissettikleriniz ise diğerlerinin size sunduğu kadar ve sizin onu almak için yaptığınız şeye devam ettiğiniz süre için geçerlidir ve gitgide yaşam enerjinizi tüketir. Kendinizi kaybedersiniz. Oysaki hepimiz aynı kaynaktan, Yaratıcının özünden yaratıldık. Hepimiz eşsiz ve biriciğiz ve tek bir sorumluluğumuz var; kendimizi bilmek ve gerçekleştirmek. Ancak o zaman birlik bilincine yükselebiliriz. Kendimizi sevdiğimiz sürece yaşama karşı motivasyonumuz ve diğerlerine karşı toleransımız, saygımız artar.

Yaptığımız her şeyi aşkla yaparız, yaratıcılığımız artar, çok daha üretken oluruz. Ayrıca kendini sevebilen insan doğayı ve diğer canlıları da tüm kalbiyle sever. Yaşama sunabileceğimiz en büyük katkıdır kendimiz olmak ve kendimizi sevmek.

Bir insanı gerçekten tanımak mümkün müdür?

Aslında yaptığımız şey gerçekten tanımak mı tanımlamak mı? Çünkü hepimizin bilinçdışında sahip olduğu filtreleri, referans noktaları var. Kişileri de bu referans noktalarını baz alarak ve filtrelerimizden geçirerek değerlendiriyoruz ve tanımlıyoruz. Görelilik yasası gereği de böyledir. Şöyle düşünelim birileri beni oldukça sempatik bulurken bir başkası şımarık olarak değerlendirebilir. Birisi için ne istediğini bilen biri olurken bir diğeri için uyumsuz olarak görülebilirim. Peki değişen ne? Kişilerin bakış açıları.

Beni kendi referans noktalarına yani daha önceki deneyimlerine, sahip oldukları inançlara ve oluşturdukları değer yargılarına göre tanımlamış oldular. Dolayısıyla bir insanı gerçekten tanımak için önce kendimizi tanımak zorundayız. Gördüğünüz gibi yine dönüp dolaşıp kendimize bağlandık. Çünkü dışarıda hiçbir şey yok. Ve biraz daha derin bakacak olursak aslında önemli olan diğerlerinin kendileri olmalarına izin vermektir.

Yargıdan uzak, tanımlamaların ötesine geçerek açık bir iletişim kurduğumuzda, kişilerin kendilerini ifade etmelerine izin verdiğimizde ve en önemlisi kendimizi tanıdığımızda bir diğer insanı da gerçekten tanıdığımızı düşünebiliriz.

Yaptığınız eğitimler nerede gerçekleşiyor? Katılım için herhangi bir koşul var mıdır?

İstanbul’dayım. Kozmik enerji seminerleri veriyorum ve bireysel çalışmalarını gerçekleştiriyorum. Seminerleri online olarak düzenliyorum ancak katılımcılarla uzun süreli bir yolculuğa çıkıyoruz ve dolayısıyla sık sık bir araya geliyoruz.

Ayrıca yine online olarak belirli aralıklarla soru cevap yayınları düzenleyerek yolculuklarına en iyi şekilde eşlik etmeye devam ediyorum. Kendilerine rehberlik etmeme izin veren tüm ruhlara teşekkür ederim. Yoldaş olmaya ve tekamülümüzü kolaylaştırmaya sevgiyle devam ediyoruz. Seminerlere katılım için herhangi bir önkoşul yok. Pusulası kalbi olan, kendini ve evreni bilmeyi, anlamayı gönülden seçen herkesin yeri hazır.

Kozmik Enerji nedir ve yaşamımıza nasıl etki eder?

Kozmik enerji, 90ların başından bu yana Rusya’da hızla gelişen yeni bir enerji bilgi sistemidir. Sistem, kadim birçok uygarlık tarafından varlığı bilinen ve uygulanan, günümüze ise Rus Onkolog Prof. Dr. A.Viladimir Petrov tarafından taşınmış olan, ruhsal gelişime ivme kazandıran, kişinin yaşamdaki tüm alanlarında dönüşüm yaratabileceği bütünsel ve muazzam bir enerji-bilgi sistemidir.

Kozmik enerjinin bütünsel ve son derece sağlam temelleri bize kusursuz bir yaşam sunmak yerine her şeyin üstesinden gelebileceğimiz potansiyelimizi hatırlatır ve onu ortaya çıkarmak üzere bizi doğru olan tek yere yani özümüze yönlendirir. Etkisinde olduğu tüm programlardan, kodlardan özgürleştirerek kendi tekamül sürecine en iyi şekilde hizmet eden, arzu ettiği yaşamı var edebileceği yepyeni bir gerçeklik kazandırır.

Ayrıca proaktif işleyişiyle geçmiş karmik dersleri ve negatif aktarımları bitirerek bu yaşamdaki birçok olumsuz durumun yaşanmasının önüne geçer. Ortaya çıkardığı geniş bir algı, yüksek frekans seviyesi ve erdemlerle birlikte kişiyi kozmik bilinç seviyesine taşır.

Kozmik Enerjiyi hangi alanlarda kullanabiliriz?

Kozmik enerjiyi çözüm istediğimiz tüm konular için uygulayabiliriz. Anksiyete, fobiler, takıntılar, ilişki sorunları, özgüven eksikliği, kıtlık bilinci, bolluk bereket blokajı, anlamsız sıkıntı hissi, enerji düşüklüğü, çakra dengesizlikleri, nazar-lanet ve kodlamalar, mekan temizliği ve dengelemesi, karmik süreçler, tekrar eden döngüler, atalardan gelen negatif aktarımlar ve fiziksel rahatsızlıkların enerjetik nedenleri gibi bir çok konuda son derece etkili çalışmalar gerçekleştirebiliyoruz. Elbette uygulamaların kesinlikle tıbbi bir tedavi olmadığını ve tıbbi tedavi amacı taşımadığını hatırlatmalıyım.

Okuyucular, seminer duyuruları ve bireysel çalışma talepleri için bana instagram üzerinden @limitsiz_yasam_akademi hesabımdan ulaşabilirler.

Yaşam Koçu Uzmanı Özlem Toker Özyürek

She and Girls Kış 2023 Sayısı Gençlik Dergisi Girls Hediyesiyle Dergiliklerde

SHE AND GIRLS BAHAR 2024