
“Ben zarif bir gücün taşıyıcısıyım… Bir bakışta anlayan, bir dokunuşla dönüştüren… Disiplinim kalbimden, kararlılığım ruhumdan gelir. Yüz yogasını bir egzersiz değil; bir yolculuk olarak anlatırım. Çünkü her yüzde saklı bir hikâye, her çizgide gizli bir anlam vardır. Ve ben o anlamlara ulaşmak için buradayım.” Nebiye Akbıyık Yüz Yogası Eğitmeni
Güzellik Uzmanı ve Yüz Yogası Öğreticisi Nebiye Akbıyık ile yüz yogasının tüm derinliklerini konuştuk.
“Dönüşüm, en çok kendine doğru yürürken olur.”
Röportaj: Melek Şenol

Nebiye Akbıyık She and Girls Dergisi Kapak Röportajı
Nebiye Hanım, sizi tanımayanlara özetle nasıl anlatırsınız?
Ben Nebiye Akbıyık. 44 yaşındayım, iki çocuk annesiyim ve bir askeri personelin eşiyim. Yüz yogasıyla tanışmam bir kariyer planı değil, içsel bir ihtiyaçla başladı. Bugünse hem kişisel dönüşümümün merkezinde hem de binlerce kadına rehberlik ettiğim güçlü bir sistemin parçası. Pilates ve fitness eğitmeni olarak bedenim güçlüydü. Ama aynaya baktığımda yüzüm, yaşadığım hayatın tüm izlerini taşıyordu.
Eşimin uzun ve zorlu görevleri, her iki yılda bir başka şehre taşınmak, tanımadığım yerlerde hayatı yeniden tek başıma kurmak, çocuklarıma hem anne hem baba olmak… Ama en çok da eşimi görevde beklediğim o kaygılı, uykusuz geceler yüzümde iz bıraktı. Bir gün aynaya baktığımda sadece yorgunluğu değil, içimde bastırdığım tüm duyguların dışa yansımasını gördüm. Ve dedim ki: “Kendime iyi gelmenin bir yolunu bulmalıyım.” İlk adımı 37 yaşımda botoksla attım. Ama bu beni hiç mutlu etmedi. Mimiklerim kısıtlanmış, yüzüm ifadesizleşmişti. Kendimi zincirlenmiş gibi, yabancılaşmış hissettim. İşte tam o dönemde yüz yogasıyla tanıştım. Botoksun etkilerinden hızla kurtulmak istiyordum.
Uyguladıkça yalnızca yüzüm değil, ruhum, zihnim, enerjim de değişmeye başladı. Cildim ışıldamaya, zihnim durulmaya, ben yeniden nefes almaya başladım. İlk profesyonel eğitime sadece “bir kurs alayım” diyerek, aslında yanlışlıkla katıldım. Ama o eğitim, benim için yeni bir yaşamın kapısını araladı. Bilimsel tekniklerle bilginin, anatomik yapının, beden-zihin-ruh dengesiyle buluştuğu bu alanda tutkulu bir öğrenci, sonra da bilinçli bir eğitmen oldum.
Bugün geldiğim noktada: 2000’in üzerinde bireysel ve grup dersi verdim. Türkiye, İngiltere ve Rusya merkezli akademilerden uluslararası geçerli eğitimler aldım. Disiplinli, sade ve etkili bir sistem oluşturarak kadınların kendi yüzleriyle, hikâyeleriyle, özleriyle yeniden tanışmasına rehberlik ediyorum. Yüz yogası sadece estetik bir uygulama değildir. Bedenin tüm dengesizlikleri — omurgadaki hiza sorunları fasyal zincirlerdeki sıkışmalar, dolaşım, solunum, sinirsel yükler — nihayetinde kafatasının içinden geçerek yüzümüze yansır.
Yani yüz, bedenin sinirsel ve duygusal çıkış kapısıdır. Ve ben bu sistemle çalışırken yalnızca yüz kaslarını değil, kişinin tüm sistemini, tüm hikâyesini görerek yaklaşırım. Yüzümüzdeki sinir dalları beynimize, sindirim sistemimize kadar uzanır. Bu yüzden yüzle çalışmak, yalnızca kas değil; kemikler, eklemler, bağ dokular, yüzdeki deriden kemiğe tüm katmanlar, beyin içi zarları, sinir sistemi, lenfatik yapı, iç organ dengesi ve ruhsal alanla da çalışmak demektir. Yüz yogası, sadece dışı değil, içi de onaran bir “iyi olma” halidir. Ve bu yaklaşım, beni bu alana tutkuyla bağlayan en derin sebeptir.
Aldığım Eğitim ve Uzmanlıklar:
- Yüz Yogası Eğitmenliği (7 farklı akademiden – Türkiye, İngiltere, Rusya | 2019–2025)
- International Faceplastic Osteopathy Akademisi
- Faceplastic Eğitmeni: Derin kas, iskelet sistemi, fasya, bağ dokular, sinirler, iç organlar, kemik ve omurga hizalama teknikleri
- Kozmetik Akupunktur, Gua Sha, Kupa Terapisi (Türkiye, Rusya, Almanya)
- Kinezyo Bantlama Eğitmeni (Almanya, Türkiye, Rusya)
- Manuel Yüz Masajları ve Terapileri (Rusya, Türkiye)
- Japon Cosma Lifting (Türkiye)
- Yüz Estetiği – Kozmetolog Estetisyenlik (Rusya)
- Nefes ve Esneme Eğitmenliği (Türkiye)
- Pilates & Fitness & Personal Trainer Eğitmenliği (Türkiye)
- MEB Onaylı Güzellik Uzmanlığı – Usta Eğitici (Türkiye)
Benim için uzmanlık, sadece teknik bilginin değil, farkındalığın, şefkatin ve gerçek deneyimin birleşimidir. Yüzdeki her çizgi bir hikâye taşır. Ben bu hikâyeyi; bilimsel altyapı, derin beden bilgisi ve kalpten bir iletişimle okumayı ve öğretmeyi seçtim. Çünkü inanıyorum ki; bir kadının yüzü, içindeki kadının hikâyesidir.
Ve ben bu hikâyeyi sevgiyle yeniden yazmak isteyen her kadına, sade ama etkili bir yol arkadaşlığı sunuyorum. “Biliyorum ki herkesin bir hikâyesi var yüzünde. Kimi susmuş, kimi unutmuş, kimi bastırmış… Ama ben her yüzü bir davet olarak görüyorum. Ve o davete cevap verenlerle, küçük ama derin bir yolculuğa çıkıyoruz. Çünkü dönüşüm, en çok kendine doğru yürürken olur.”

Nebiye Akbıyık She and Girls Dergisi Kapak Röportajı
Yüz gençleştirme teknikleri nelerdir?
Yüz gençleştirme çoğunlukla yalnızca cilt yüzeyine yapılan işlemlerle sınırlandırılsa da ben bu süreci çok daha derin ve bütüncül bir yaklaşımla ele alıyorum. Hem güzellik uzmanı ve usta eğitici, hem de yüz yogası ve derin anatomi eğitmeni olarak, cildi yüzeyde değil, tüm katmanlarını okuyor ve dönüştürüyorum. Gerçek gençleşme sadece bir görüntü değil, bedenin, zihnin ve iç sistemin uyumlanmasıdır. Yüzde gördüğümüz her belirti, kas–iskelet yapısı, iç organ, kafatası dengesi, sinir sistemi, fasya zincirleri ve omurga hizası ile doğrudan ilişkilidir.
İşte bu anlayışla kullandığım başlıca gençleşme teknikleri:
Yüz Yogası: Yüz yogası, sadece yüz kaslarını çalıştırmak değil; kas trofizmini dengeleyerek zayıf kasları güçlendiren, aşırı çalışanları gevşeten bir tekniktir. Bu sayede mimik alışkanlıkları dönüşür, yüz asimetrileri dengelenir, cilt tonusu tazelenir. Aynı zamanda dolaşımı, oksijenlenmeyi ve hücresel yenilenmeyi de destekler.
Manuel Yüz Terapileri (Faceplastic & Osteopatik Yaklaşım): Bu uygulamalar, yüzün çok ötesine geçer. Yüz, kafa tası, omurga, iç organlar ve fasya zincirleri bir bütün olarak değerlendirilir.
•Kafatası kemikleri ve yüz yapısı hizalanır, sinir sistemi regüle edilir.
•Diş sıkma (bruksizm), çene kilitlenmesi ve temporomandibular eklem sorunları manuel tekniklerle rahatlatılır.
•Gençleşme, en yüzeyden en derine yayılan bir şifalanma süreci olarak ele alınır.
Yüzdeki asimetri yalnızca yüz kaynaklı değildir; duruş, nefes, iç organ tansiyonu ve postürle doğrudan bağlantılıdır. Bu tekniklerde amaç yalnızca yüzü sıkılaştırmak değil, yüz ve beden arasındaki dengeyi yeniden kurmaktır. Kafatası ve yüz kemikleri hizalanır, sinir sistemi rahatlar, iç organların yüz üzerindeki iz düşümleri çözülür. Böylece gençleşme sadece dışarıda değil, en yüzeyden en derine uzanan bir iyileşme süreci olur.

Nebiye Akbıyık She and Girls Dergisi Kapak Röportajı
Kinezyo Bantlama (Yüz için): Kas hafızasını yeniden düzenler, lifting etkisi yaratır. Kan ve lenf akışını arttırdığı için kolajen yapımını bedenin kendi onarım süreçleriyle iç kaynaklarıyla gerçekleştirir Uyku kırışıklıklarında ciddi destektir. Lenf akışını hızlandırır, ödemi azaltır, yüz kontürlerini belirginleştirir. Ayrıca bantlama, asimetri kaynaklı yüz gerginliklerini de hafifleterek dengeye getirir.
Gua Sha & Kupa Terapisi: Cilt altı dokuları, lenfatik sistemi ve enerji akışını harekete geçirir. Yüzdeki matlık, toksin birikimi ve dolaşım eksikliği giderilir. Sonuç: daha parlak, gergin ve canlı bir görünüm.
Akupresür (Meridyen Temelli Yaklaşım): Kozmetik akupunktura doğal ve etkili bir alternatif olarak, yüzdeki meridyen hatlarına uygulanan özel basılarla enerji akışı dengelenir. Bu yalnızca yüzü değil, aynı zamanda iç organ sistemini ve sinir–kas bağlantılarını da dengeleyen bir çalışmadır.
Bukkal (Ağız İçi) Masaj: Yüzün iç kısmından, yani ağız içinden yapılan manuel bir terapidir. Yüzün orta, alt ve boyun kısmında ciddi olumlu etkileri bulunur Yanak içlerine, çiğneme kaslarına ve ağız çevresine doğrudan ulaşarak derin kas katmanlarında birikmiş gerginliği serbest bırakır. Özellikle diş sıkma, çene kilitlenmesi, yanak kaslarında sertleşme ve ifadenin donuklaşması gibi durumlarda oldukça etkilidir. Ağız içinden çalışıldığında mimik kaslarına çok daha derinlemesine ulaşılır, yüzde doğal bir lifting etkisi oluşur. Ayrıca lenf akışı artar, cilt elastikiyeti desteklenir, yüz daha açık ve dengeli bir ifadeye kavuşur.
Nefes, Esneme ve Postür Desteği: Yüzle çalışmak sadece kaslara değil, omurga hizasına ve sinir sistemine de dokunmaktır. Duruş düzeldiğinde, boyun gevşediğinde, diyafram açıldığında; yüz doğal bir şekilde yukarı taşınır. Bu yüzden her gençleşme çalışmasında nefes ve postür olmazsa olmazdır.
Tüm bu teknikleri yalnızca uygulamakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye, İngiltere ve Rusya’da aldığım bilimsel, tıbbi ve bütünsel eğitimlerle sentezliyorum. Cilt, yalnızca en yüzeydeki doku değildir. Gerçek gençleşme, kas–iskelet sisteminden iç organlara, omurgadan sinir ağına uzanan bir yeniden denge hâlidir. Ve şuna tüm kalbimle inanıyorum; Gençlik, dışarıdan yapılmaz. İçeriden kurulur ve dışa yansır.

Nebiye Akbıyık She and Girls Dergisi Kapak Röportajı
Cilt gençleştirme nedir? Cilt gençleştirme nasıl yapılır?
Cilt gençleştirme, genellikle yalnızca yüzeysel bir işlem gibi algılanır; krem, serum, maske ya da uygulamalar dışarıdan yapılan destekler… Oysa ben hem güzellik uzmanı ve usta eğitici, hem de yüz yogası ve derin anatomi uzmanı olarak şunu çok net söyleyebilirim; cilt gençleştirme, yalnızca dışarıdan yapılan değil, içeriden başlayan çok katmanlı bir dönüşüm sürecidir.
Cilt aslında bir sonuçtur. Matlık, kırışıklık, elastikiyet kaybı ya da lekelenme gibi belirtiler, çoğu zaman alt katmanlardaki kas–sinir–fasya dengesizliklerinin ya da dolaşım bozukluklarının yüzeye yansımasıdır. Bu nedenle gerçek bir gençleşme için cildin altına hatta tüm sisteme dokunmak gerekir. Benim yaklaşımımla cilt gençleştirme şunları kapsar:
Kas Dokusunun Dengelenmesi: Zayıf kaslar güçlendirilir, aşırı çalışanlar gevşetilir.
Bu sayede yüzün taşıyıcı sistemi yeniden şekillenir.
Fasya ve Bağ Doku Esnekliği: Cildin altındaki bağ dokular (fasya) açıldıkça, kan dolaşımı ve oksijenlenme artar, hücre yenilenmesi hızlanır.
Lenf ve Kan Dolaşımının Aktifleştirilmesi: Lenf drenajı desteklendiğinde ödem giderilir, cilt daha canlı ve açık görünür.
Sinir Sistemi Regülasyonu: Gerginlik, stres ve bastırılmış duygular sinir ağına ve cilde yansır. Bu alanlarda rahatlama sağlandığında cilt doğal olarak ışıldamaya başlar.
Cilt Tipine Özel Bakım ve Dokunuş: Her cilt tipi farklıdır. Ben bir güzellik uzmanı olarak cildin yapısını doğru analiz eder, ihtiyaca göre el, teknik, ürün ve destek yöntemi belirlerim.
Kullandığım yöntemler arasında şunlar yer alır:
•Yüz yogası
•Manuel yüz terapileri (osteopatik – faceplastic teknikler)
•Gua Sha,kupa terapisi
•Kinezyo bantlama
•Bukkal masaj (ağız içi)
•Akupresür
•Nefes, duruş ve esneme destekleri
Tüm bu teknikler sayesinde yalnızca cilt değil; kas, sinir, dolaşım ve duygusal katmanlar da birlikte dönüşür. Ve ben inanıyorum ki; cilt dengelenir ve yeniden canlanır. Bu canlanma ise bilgiyle, şefkatle ve düzenli uygulamayla desteklendiğinde kalıcı olur.

Nebiye Akbıyık She and Girls Dergisi Kapak Röportajı
Yüz yogası gerçekten işe yarıyor mu? Bilimsel bir temeli var mı?
Evet, yüz yogası gerçekten işe yarıyor. Ve sadece işe yaramakla kalmıyor; doğru teknikle, bilinçli ve istikrarlı bütünsel şekilde uygulandığında hem estetik hem de fizyolojik ve ruhsal dönüşüm sağlıyor. Ben bu alanda sadece uygulayıcı değil, aynı zamanda 7 farklı akademiden eğitim almış bir eğitmen, yüz kas ve sinir anatomisini bilen biri ve aynı zamanda güzellik uzmanıyım. Yani yüz yogasını bir trend olarak değil, anatomik–fizyolojik temele dayalı bilimsel bir sistem olarak ele alıyorum.
Yüz yogasının işe yaradığını nasıl biliyoruz?
Kas Trofizmini Dengeler: Yüz kasları tıpkı beden kasları gibidir. Çalışmayan kaslar zayıflar, hacmini kaybeder; fazla çalışanlar ise gerginleşir ve yüzü aşağı çeker. Yüz yogası bu dengesizliği gidererek yüz hatlarını yeniden şekillendirir.
Dolaşımı ve Lenf Akışını Artırır: Egzersizle birlikte kan dolaşımı hızlanır, cilt daha fazla oksijen alır ve hücre yenilenmesi başlar. Lenf sistemi aktifleştiğinde ödem ve toksin yükü azalır, yüz tazelenir.
Sinir Sistemi ve İfade Kasları Arasındaki Bağ Güçlenir: Yüzdeki her kasın bir duygusal karşılığı vardır. Yüz yogası uygulandıkça sinir–kas iletişimi güçlenir, donuk ifadeler çözülür, yüz yumuşar ve açılır.
Duruş ve Nefesle Bütünleşir: Yalnızca yüzü değil, çene–boyun–omuz zincirini de kapsayan bir sistemdir. Omurgayla hizalanan bir baş, yukarı taşınan bir çene hattı demektir. Yani yüz yogası sadece “görünen” kasları değil, arkasındaki tüm sistemi etkiler.

Nebiye Akbıyık She and Girls Dergisi Kapak Röportajı
Bilimsel temeli var mı?
Anatomi, fizyoloji, kas–sinir–fasya ilişkisi, lenfatik sistem çalışmaları ve postür–ifade bağlantıları üzerine yapılan birçok bilimsel yayın, yüz yogasının etkili ve sürdürülebilir bir yöntem olduğunu ortaya koymaktadır.
Ayrıca benim eğitim aldığım uluslararası sistemlerde yüz yogası:
•osteopatik anatomi,
•nöromüsküler bağlantılar,
•fasya zincirleri,
•postür refleksleri ile çalışılmaktadır.
Benim için yüz yogası yalnızca egzersiz değil, bilinçli dokunuş, derin şefkat ve bilimsel temele oturmuş doğal bir dönüşüm yoludur.
Yüz yogası gerçekten gençleştirir mi?
Yüz yogası gerçekten gençleştirir. Ama bu gençleşme sadece “daha genç görünmek” değildir. Asıl olan, yüzün arkasındaki sistemleri; kasları, sinirleri, fasyayı, postürü ve enerjiyi, bilinçli bir şekilde dengelemek ve uyumlamaktır. Yüzdeki gençleşme şu sistemlerle birlikte gerçekleşir:
Kas Hafızası ve Trofizmi Yenilenir: Kaslar yeniden çalıştırıldığında tonus kazanır, sarkmalar azalır, yüz yukarı toparlanır.
Çiğneme Kasları ve Derin Gerilimler Çözülür: Özellikle diş sıkma, çene kilitlenmesi gibi sorunlar çözülmeden yüz gerçek anlamda gençleşemez. Yüz yogası bu bölgeleri rahatlatır, ifadeyi açar.
Dolaşım ve Lenf Sistemi Aktive Olur: Toksinlerden arınan, oksijenlenen cilt kendini onarmaya başlar. Göz altı morlukları, şişlikler ve donukluk azalır.
Duruş ve Nefes Desteği Sağlanır: Omurga hizalandığında, yüz de yerçekimine karşı direncini kazanır. Duruş düzeldiğinde yüz yukarı çıkar. Ve Fasyal zincirlerle çalışan bütüncül sistem fasya, kasları iç organları saran ve vücudu bir ağ gibi birbirine bağlayan bağ dokudur. Yüz ve beden arasındaki ilişki, bu sistem üzerinden yürür.
Örneğin: Arka fasyal zincir, ayak topuğundan başın tepesine, kaş altına kadar uzanır. Bu zincirdeki gerginlikler baş, kulak çevresi, alın ve göz çevresinde etkisini gösterir. Ön fasyal zincir, ayak parmak ucundan ağız köşelerine kadar uzanır. Yine iç organlar pekvik taban gerginlikleri ön zincirdeki sarkmaları asimetrileri etkiler; bu hatta yapılan bilinçli çalışmalar, ağız çevresi çizgilerini, nazolabial kırışıklıkları, gıdı boyun venüs halkalarını ve boyun yüz sarkmalarını etkiler.
Tüm bu sistemler disiplinli ve istikrarlı çalışıldığında; alın kırışıklıkları, kaş çatma çizgileri, göz kapağı düşmeleri, kaz ayakları, göz altı morlukları ve çukurları, nazolabial çizgiler, buldog gıdı ve boyun yüz sarkmaları, kırışıklıkları zamanla hafifler, yüz yeniden şekillenmeye başlar.
Sonuç olarak: Yüz yogası ile gerçekten yaşınızın iyisi olursunuz. Çünkü bu sistem sadece görüntüyü değil, kökü çalışır. Cildin, kasın ve ifadenin arkasındaki her bağlantıyı yeniden hatırlatır ve iyileştirir.

Nebiye Akbıyık She and Girls Dergisi Kapak Röportajı
Yüz yogasını neden öneriyorsunuz?
Çünkü yüz yogası, sadece yüzdeki kırışıklıkları açan bir teknik değil, kadının kendiyle bağ kurmasını sağlayan, kendine dönüşünü başlatan bir şifa yolculuğudur. Yüz yogasını öneriyorum çünkü ben bu yolculuktan geçtim. Yüzümdeki ifadelerle, içimdeki yüklerle tanıştım. Dışarıdan bakanın yalnızca “yorgunluk” gördüğü o izlerin, aslında ne kadar çok bastırılmış duygu, kaygı, sorumluluk ve geçmiş olduğunu fark ettim. Ve tüm bunlara şefkatle ve bilgiyle yaklaşmanın ne kadar dönüştürücü olduğunu yaşadım.
Ben yüz yogasını öneriyorum çünkü; doğal ve kalıcıdır. İğnesiz, kimyasal olmadan, dışa bağımlı olmadan yapılabilir. Üstelik etkisi sadece estetik değil, bedensel ve ruhsaldır. Sinir sistemine iyi gelir. Gerilmiş bir çene, çatık bir kaş sadece mimik değildir; sinir sisteminin yardım çığlığıdır. Yüz yogasıyla bu çığlık yavaş yavaş huzura dönüşür. Kas–kemik–fasya sistemine entegredir. Yüz sadece deri değil; bir anatomi, bir taşıyıcı sistemdir. Yüz yogası bu sistemi bilinçli şekilde çalıştırır, destekler. Kendilik değerini artırır. Kendine vakit ayıran, kendi yüzüne şefkatle dokunan bir kadın; gözlerinin içine daha başka bakar, aynadaki bakışla daha başka yürür hayata ve verimliliği artar Her yaşa ve her kadına uygundur.
20 yaşındaki bir kadın da yapabilir, 65 yaşındaki biri de. Çünkü bu sadece gençleşmek değil, kendini sevmeyi hatırlamaktır. Ben yüz yogasını öneriyorum çünkü; yüzüm değiştiğinde sadece görüntüm değil, hayata bakışım yaşam tarzım değişti. Sadeleştim dinginleştim kendime döndüm ve çocuklarıma insanlara ülkeme katkılı oldum. Ve bugün, bunu deneyimlemek isteyen her kadına, bilgiyle, farkındalıkla ve sevgiyle eşlik etmeyi büyük bir tutkuyla seçiyorum.
Yüz yogasını neden öneriyorsunuz?
Yüz yogası, sadece yüzdeki kırışıklıkları açan bir teknik değil, kadının kendiyle bağ kurmasını sağlayan, kendine dönüşünü başlatan bir şifa yolculuğudur. Yüz yogasını öneriyorum çünkü ben bu yolculuktan geçtim. Yüzümdeki ifadelerle, içimdeki yüklerle tanıştım. Dışarıdan bakanın yalnızca “yorgunluk” gördüğü o izlerin, aslında ne kadar çok bastırılmış duygu, kaygı, sorumluluk ve geçmiş olduğunu fark ettim. Ve tüm bunlara şefkatle ve bilgiyle yaklaşmanın ne kadar dönüştürücü olduğunu yaşadım.
Instagram: faceyoga_nebiye
Whatsapp: 05454545392
Youtube: Faceyoga_Nebiye
Telegram: Faceyoga Nebiye
Https: www.faceyoganebiye.com
Nebiye Akbıyık Yüz Yogası Eğitmeni
She and Girls İlkbahar 2025 Sayısında Neler Var?
Alegra Benardete: “Nefes ve İyi Yaşam Yolculuğu”
Burcu Kartoz: “Üretkenliği Hayatınıza Odaklayın”
Yasemin Yeni: “Güzellik Dış Görünüşle Sınırlı Değildir”
Aylin Tunç: “Yoga Dini Bir Ritüel Değildir.”
Pınar Yazıcı: “Yaşam Amacınızın İzini Sürün”
Funda Alkan’dan “Güllerim Soldu”
Deniz Çakan: “Doğum Haritası Navigasyona Benzer”
Duygu Altuğ: “Rengine Güven Kuralları Yık!”
Arzu Yazıcı: “Her Eserim İzleyiciyle Bağ Kuruyor”
Merve Akçıl: “Tatlı Tüketerek Kilo Vermek Mümkün”
Aslı Sapmaz: “Yoga Zihni Kontrol Etme Sanatıdır”
Aleyna Aras: “Modellik Bir Sanat Biçimidir”
Özlem Kaptan: “Geçmişin Gölgesinde Yaşamayın”
Aycan Vatansever: “Harekete Geçmeye Hazır Olun”
Elif Melek Dursun Avcı: “Beslenmede Bir Doğru Yoktur”
Didem Yıldırım: “Obeziteyi Hastalık Olarak Kabul Etmeliyiz”
Selde Övgüm Değirmenci: “Doğru Nefesle Güçlü ve Huzurlu Ol”
Elif Sarıkaya: “Aşkın Yusuf Hali”