
“Bağırsağa ‘ikinci beyin’ denmesinin sebebi de bu ikilinin arasındaki tartışılmaz ilişki ve etkileşimdir. Beden-zihin bağlantılarını daha iyi anlamak isteyenlere en basit ama etkili önerim şu olur; Stresli veya kaygılı hissettiğiniz bir anda durup bedeninizde hissettiklerinizi fark edin. Nefesiniz kısaldı mı? Omuzlarınız veya boynunuz gerildi mi? Karnınız ağrıdı mı? Sadece fark edin. Yargılamayın ve değiştirmeye çalışmayın. Alara Ekemen Fonksiyonel Tıp Sağlık Koçu
Sadece fark edip gözlemledikten sonra da değiştirmek istiyorsanız size uyan bir şekilde aksiyon almayı deneyebilirsiniz. Bunu yapa yapa, zamanla beynimizdeki bu kası geliştiriyoruz ve hayatın içinde düşüncelerimizin bedenimiz üzerindeki etkilerini çok daha hızlı fark ediyoruz.”
Fonksiyonel Tıp Sağlık Koçu Alara Ekemen ile zihin sağlığının tüm püf noktalarını konuştuk. Kişinin en doğru alışkanlığını belirlemesinin başlangıcında, küçük adımlar atmasını vurgulayan Ekemen, zihnin sağlıklı olmasının altında beden sağlığına vurgu yapıyor.
Röportaj: Banu Çelik

Alara Ekemen She and Girls Dergisi Kapak Röportajı Mayıs 2025
Öncelikle okuyucularımız için sizi biraz tanıyabilir miyiz?
1990’da Los Angeles, California’da doğdum, kısa bir süre sonra ailemle İstanbul’a taşındık. Annem Amerikalı. İki ablam, bir tane de kız kardeşim var. 4 kız kardeş olmaya bayılıyorum. Onlar benim en büyük güç kaynaklarımdan biri. Babam bizi büyütürken ‘Bir gün annenizle biz olmayacağız, kardeşler olarak birbirinize hep sahip çıkın’ dedi. Öyle de oldu, birbirimize hep sahip çıkıyoruz.
Hayatım boyunca kendimi, insanları ve dünyayı anlamaya çalıştım. Hep dikkatlice ve sıkılmadan gözlemledim, sorguladım. İnsanları daha derinden anlamak, bizleri ‘biz’ yapan şeyleri öğrenmeye çok meraklıydım. İngiltere’de üniversite tahsilimi psikoloji üzerine yapmak istemiştim ama birkaç sebepten dolayı Otelcilik ve Turizm okudum. Nihayet 32 yaşımda, 1 yıl süren Fonksiyonel Tıp Sağlık Koçluğu eğitimimi tamamladım ve danışanlarımın kişisel sağlık yolculuklarında beden-zihin-ruh alanlarında yol kat etmelerinde yardımcı oluyorum. Empati yeteneğim çok yüksek ve halden anlıyorum diyebilirim. İşimde bu iki özellik çok fayda sağlıyor!
Travma duyarlı fonksiyonel tıp sağlık koçu olarak bu alana yönelmenizin sebebi neydi? Kendi yolculuğunuzda sizi en çok etkileyen şey ne oldu?
Ben kaygılı bir çocuktum. 16-19 yaşlarım arasında da depresyon yaşadım. Dolayısıyla kendi sağlık yolculuğuma ve kendimi daha iyi hissetmeye başlamaya önce zihnime odaklanarak başladım. Fonksiyonel tıbbın sağlığa beden-zihin-ruh olarak bütünsel yaklaşımı bu yüzden bana çok uydu. Bu üçlünün arasındaki etkileşimi bire bir yaşadım ve 20’li yaşlarımın başından beri ufak adımlar atarak önemli değişimler yaşadım. Zihnimi toparlamaya başlamak hayatımın en büyük dönüm noktalarından ve dönüşümlerinden biri oldu. Kendime ve hayata bakışım değişmeye başladıkça realitem değişti.
Mükemmelin peşinden koşan ben, o noktaya ulaşamadıkça hiçbir şeyde olmadığı gibi sağlığımda da bunun olmayacağını, dolayısıyla mükemmeli aramak yerine dengeyi bulmaya odaklandım. Danışanlarıma da bu şekilde yaklaşıyorum. İdealleriyle gerçeklikleri arasındaki farkı öz şevkatli bir şekilde kapamalarında destek oluyorum.

Alara Ekemen She and Girls Dergisi Kapak Röportajı Mayıs 2025
Fonksiyonel tıp yaklaşımını travma duyarlılığıyla nasıl birleştiriyorsunuz? Bu iki alanın birlikte çalışmasının faydaları neler?
Fonksiyonel Tıp Sağlık Koçluğu eğitimimi tamamladıktan sonra travma duyarlı bir koç olmak için ayrı bir sertifikasyon eğitimi tamamlamaya karar verdim. Sonrasında da Mindfulness Eğitmenliği sertifikamı aldım. Travma duyarlı koçluk eğitimi almamın başlıca sebepleri, istisnasız herkesin küçüklü büyüklü travmalarının olması ve farkında olmasak da düşünce şeklimizi, davranışlarımızı, seçimlerimizi, inanç sistemlerimizi ve bütünsel sağlığımızı etkiliyor olması.
Bence her insanın travmanın üzerimizdeki psikolojik, psikosomatik ve duygusal etkileri hakkında kendini geliştirmesi gerekli. Fonksiyonel Tıp da insan bedenindeki farklı sistemlerin birbirleriyle bağlantılı olduğunu kabul eder. Dolayısıyla travmanın sinir sistemine ve hormonlara olan etkisini tartışmasız kabul eder, hatta genetik ifadeyi değiştirebileceğini öne sürer. Ben bir terapist değilim, dolayısıyla seanslarımda önceliğim travmayı deşmek olmuyor fakat danışanlarımın hayatlarındaki etkisini anlayarak, davranış değişikliklerini yapmaya çalışırlarken travmalarını da göz önünde bulundurarak kişiye özel yönlendirmeler yapıyorum. Gerekli durumlarda da mutlaka terapiye yönlendiriyorum.

Alara Ekemen She and Girls Dergisi Kapak Röportajı Mayıs 2025
Travma bilinciyle çalışırken danışanlarınıza en sık verdiğiniz öneriler neler oluyor?
Öz şevkat en önemli tema oluyor diyebilirim. Aldığım eğitim sisteminde öncelik danışanlara ne yapacaklarını söylemek yerine, bolca soru sorup cevaplarını bulmalarını sağlamak. Doğru anda, doğru soruları sormayı biliyorum diyebilirim. Tabii ki öneri veriyorum fakat hepimiz bin bir yerden (okul, medya, doktorlar, güzellik sektörü, ailemiz, partnerlerimiz vs.) ne yapmamız veya yapmamamız gerektiğini duyuyoruz. Genelde bunları zaten biliyoruz ama o değişikliği uygulamakta zorlanıyoruz, özellikle travmamız olan bir konuysa.
Ben tam olarak burada devreye girip kişiye gerekli ivmeyi kazandırıyorum. Hayatlarında yapmak istedikleri değişikliklere engel olan alışkanlıklarını, travmalarını, inanç sistemlerini keşfetmelerinde yardımcı olup, kendi içlerinden gelen ve dayatılmamış kararlarıyla yol çizmelerine destek oluyorum. Bu şekilde alınan kararlar çok daha kalıcı oluyor, travmalarını tetiklemiyor ve uzun vadede sağlıklarında daha olumlu değişimler gözlemliyoruz.

Alara Ekemen She and Girls Dergisi Kapak Röportajı Mayıs 2025
Sosyal medyada paylaştığınız videolarda sıkça “beden-zihin bağlantısı” üzerinde duruyorsunuz. Bunu daha bilinçli yönetmek isteyenler için nereden başlamalarını önerirsiniz?
Her şeyden önce farkındalık kazanmalarında yardımcı olurum çünkü farkında olmadığımız şeyleri değiştiremeyiz veya geliştiremeyiz. Tam olarak bu noktada da mindfulness devreye giriyor. Mindfulness özetle; yargısız gözlem demek. Zihnimizle bedenimizin durmaksızın iletişim halinde olduğu bilimsel olarak kanıtlandı. Bağırsağa ‘ikinci beyin’ denmesinin sebebi de bu ikilinin arasındaki tartışılmaz ilişki ve etkileşimdir.
Beden-zihin bağlantılarını daha iyi anlamak isteyenlere en basit ama etkili önerim şu olur; Stresli veya kaygılı hissettiğiniz bir anda durup bedeninizde hissettiklerinizi fark edin. Nefesiniz kısaldı mı? Omuzlarınız veya boynunuz gerildi mi? Karnınız ağrıdı mı? Sadece fark edin. Yargılamayın ve değiştirmeye çalışmayın. Sadece fark edip gözlemledikten sonra da değiştirmek istiyorsanız size uyan bir şekilde aksiyon almayı deneyebilirsiniz. Bunu yapa yapa, zamanla beynimizdeki bu kası geliştiriyoruz ve hayatın içinde düşüncelerimizin bedenimiz üzerindeki etkilerini çok daha hızlı fark ediyoruz.

Alara Ekemen She and Girls Dergisi Kapak Röportajı Mayıs 2025
Mental, fiziksel ve ruhsal dengenizi korumak için kendi hayatınızda en çok yaptığınız pratikler ve ritüeller nedir?
Günlük hayatımda glüten, süt ürünleri ve şeker tüketmiyorum. 7 aydır kahve içmiyorum. Günde 3 litreye yakın su ve bolca bitki çayı içiyorum. Bunları sadece kiloma dikkat etmek için değil, fiziksel ve mental olarak daha iyi hissettirdikleri için yapıyorum. Nerdeyse her gün 20-60 dakika arası NSDR (Non Sleep Deep Rest) meditasyonları ile derin gevşeme pratiği yapıyorum. Haftada birkaç kere, mümkünse sabah ilk iş mutlaka yürüyüş yapmaya çalışıyorum. Bunun dışında da ağırlık antrenmanı ve yoga yapıyorum. Soğuk duş almak ne kadar zorlasa da haftada birkaç kez yapmaya özen gösteriyorum.
Ailemle ve dostlarımla düzenli olarak vakit geçirmeye çalışıyorum. Kendi başıma vakit geçirmek de depolarımı doldurmam için çok değerli. Bütün saydıklarımı neden yaptığımı anlatmak epey sürer ama en büyük motivasyonum kendimi iyi hissetme arzusu diyebilirim. Hayatın içinde tabii ki düzenim ve rutinlerim bozulabiliyor ve bütünsel sağlığıma bazen daha fazla, bazense daha az zaman ayırabiliyorum. Bu durumlarda kendimi yargılamaktansa şevkatle yaklaşıp bıraktığım yerden başlamaya çalışıyorum. Sağlık trendlerine uyum sağlamak yerine beni gerçekten iyi hissettiren şeyleri düzenli olarak yapmaya çalışıyorum.

Alara Ekemen She and Girls Dergisi Kapak Röportajı Mayıs 2025
Sağlıklı bir yaşam sürmek isteyen ama nereden başlayacağını bilmeyen biri için temel önerileriniz neler olurdu? Bütünsel olarak en çok neler işe yarıyor?
Bu herkes için değişkenlik gösterecek çok değerli bir soru. Nereden başlayacağını bilmeyen birine ilk soracağım soru ‘Hayatında en çok hangi alanda değişiklik istiyorsun?’ olur. Cevabı doğrultusunda da birlikte o alanda atabileceği en ufak adımı belirleriz.
Örneğin; “Yoğun bir temponun içinde kendime daha çok vakit ayırmak istiyorum” diyen birine başlangıç olarak, kendine haftada sadece 2 gün ayırabileceği 10 dakikayı belirleriz. Nereden başlayacağını bilmeyen birinin öncelikle en önemsediği alanı bulmak ve sonra o alan her ne olursa olsun, atılabilecek en ufak ve en kolay adımı belirlemek çok kritik. Bir süre sonra randıman kazanınca adımları büyütmek çok daha kolay oluyor.
Alışkanlıklar Atölyesi’nden bahseder misiniz? Bu atölyelerde katılımcıları nasıl bir süreç bekliyor?
Alışkanlıklar çok tutkulu olduğum bir konu çünkü kendim dahil bir sürü insanın hayatında iyi veya kötü büyük farklar yarattığını gördüm. Alışkanlıklar Atölyesi’nde, alışkanlıklarımızın arkasındaki bilimden bahsediyorum. Zihnimizi, hormonlarımızı ve davranışlarımızı kapsayan bu konuya metodsal bir yaklaşım sunuyorum. Yani bir alışkanlığı bırakmak, hayatımıza eklemek veya arttırmak isteyip başarılı olamadığımızda kendimizi suçlamamız gerekmediğini, metotta bir yerlerde kopukluklar olduğunu gösteriyorum ve bu yolda başarılı olmanın taktiklerini paylaşıyorum. Bu şekilde katılımcılar alışkanlıklarında yapmak istedikleri değişiklikleri belirli adımları takip ederek çok daha kolay başarabiliyor ve kalıcı farklar yaratıyorlar.

Alara Ekemen She and Girls Dergisi Kapak Röportajı Mayıs 2025
Günlük rutinler ve alışkanlıklar sağlık üzerinde nasıl bir etkiye sahip? Doğru alışkanlıkları oluşturmanın püf noktaları neler?
Alışkanlıklarımız, günlük rutinlerimizi oluşturan en büyük unsurlardan biri. Aynı zamanda sağlıklı veya sağlıksız, mutlu veya mutsuz bir insan olmamız arasındaki belirleyici faktör olabiliyor.
Kendiniz için doğru alışkanlıklar her ne ise, en büyük püf nokta ufak başlamak! Yeni alışkanlığınızın en küçük versiyonunu hayatınıza entegre edip, beyninize başarı hissiyatını düzenli olarak yaşattıktan sonra adım adım alışkanlığı artırmak. Bu tüm yeni alışkanlıklar için geçerli. Diğer önemli bir nokta ise beynimize olabildiğince detaylı ve net talimatlar vermek.
Örneğin ‘Daha çok spor yapacağım’ veya ‘daha çok sebze yiyeceğim’ beyniniz için yeterli bir data değildir ve çoğumuz bu noktada ıskalıyoruz. Daha çok spor yapmak sizin için tam olarak ne demek? Pazartesi, Çarşamba, Cuma iş çıkışı saat 18:00’de spor salonunda 40 dakika ağırlık kaldırmak mı? Daha çok sebze yemek, akşam yemeklerinde iki çeşit sebze yiyebilmek için her hafta başında buna göre bir market alışverişi yapmak mı? Beyine belirli adımlar çerçevesinde oluşan net bir yol haritası gerekli. Aslında çok basit!
Fonksiyonel tıp perspektifinden bakıldığında stresin ve travmaların fiziksel sağlığımıza nasıl etkileri oluyor?
Stresin fiziksel sağlığımız üzerindeki çokça etkisi artık bilimsel olarak kanıtlanmış ve hayatımızın göz ardı edilemeyecek bir geçeği olmuş durumda. Travmanın ise fiziksel sağlığımıza olan etkisi derinliğine ve tipine göre (akut, kronik, gelişimsel, ikincil, kolektif, medikal) değişkenlik gösterir. Stresin etkilerini; hormon dengesizlikleri, bağışıklık sistemi ve otoimmün hastalıkları, bağırsak sağlığı, kardiyovasküler sağlığı, kas ve eklem sağlığı ile genetik ifademiz üzerinde görebiliyoruz. Daha ne olsun! Günlük hayatta stresin en bariz etkisini sanırım mental olarak hissediyoruz. Negatif düşünce paternleri veya gerginlik stresin kaçınılmaz gerçekleri.
Gelecek projeleriniz neler? Yeni atölye çalışmaları ya da farklı bir alanla ilgili planlarınız var mı?
Bire bir online olarak sağlık koçluğu seansı verdiğim danışanlarımla tam hız devam edeceğim. Diğer yandan atölyelerin çeşitliliğini artırarak şehrin farklı mekanlarında atölyelerimi vermeye devam edeceğim. Farklı insanların bir araya geldiği rengarenk gruplara atölyeler yapmak işimin en sevdiğim yanı diyebilirim! Farklı alanlarda da projelerim var (ve inşallah hepsi hayata geçecek). Belirli adımlar atılmadan önce bahsetmekten ve enerjiyi dağıtmaktan yana değilim çünkü geçmişte hazır olmadan hayallerimden bahsettiğim ve sonra gerçekleşmedikleri oldu.
Website: www.alaraekemen.com
İnstagram: Alara Ekemen
Alara Ekemen Fonksiyonel Tıp Sağlık Koçu
She and Girls İlkbahar 2025 Sayısında Neler Var?
Alegra Benardete: “Nefes ve İyi Yaşam Yolculuğu”
Burcu Kartoz: “Üretkenliği Hayatınıza Odaklayın”
Yasemin Yeni: “Güzellik Dış Görünüşle Sınırlı Değildir”
Aylin Tunç: “Yoga Dini Bir Ritüel Değildir.”
Pınar Yazıcı: “Yaşam Amacınızın İzini Sürün”
Funda Alkan’dan “Güllerim Soldu”
Deniz Çakan: “Doğum Haritası Navigasyona Benzer”
Duygu Altuğ: “Rengine Güven Kuralları Yık!”
Arzu Yazıcı: “Her Eserim İzleyiciyle Bağ Kuruyor”
Merve Akçıl: “Tatlı Tüketerek Kilo Vermek Mümkün”
Aslı Sapmaz: “Yoga Zihni Kontrol Etme Sanatıdır”
Aleyna Aras: “Modellik Bir Sanat Biçimidir”
Özlem Kaptan: “Geçmişin Gölgesinde Yaşamayın”
Aycan Vatansever: “Harekete Geçmeye Hazır Olun”
Elif Melek Dursun Avcı: “Beslenmede Bir Doğru Yoktur”
Didem Yıldırım: “Obeziteyi Hastalık Olarak Kabul Etmeliyiz”
Selde Övgüm Değirmenci: “Doğru Nefesle Güçlü ve Huzurlu Ol”
Elif Sarıkaya: “Aşkın Yusuf Hali”