Nefesle Bedeninizin Sesini Dinleyin

Reklam dünyasının yoğun temposunu bir anda yaşadığı farkındalıkla nefesle değiştiren Nefes Koçu Candan Yazıcı ile nefese dair her şeyi konuştuk. Candan Yazıcı Nefes Koçu

She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.

Instagram Hesabımız


“Hayatınızın kumandasını başkasının eline vermeyin; kumanda her zaman sizin nefesinizin ucundadır.”

Röportaj: Banu Çelik

Candan Yazıcı She and Girls Dergisi Kapak Röportajı Aralık 2025

Candan Yazıcı kimdir?
Güzel Sanatlar akademisi Grafik Ana Sanat Dalı mezunuyum. Reklamcı olarak kurumsal şirketlerde çalıştım ancak kurumsal yaşam bana göre değildi. Bu yüzden kendi reklam ajansımı açtım. İş anlamında her şey mükemmel gidiyor ciddi müşteriler ediniyorum. Tasarımlarım harika ancak para ile ilişkim berbat… para nedir? Fiyat nasıl verilir? Bunlardan hiç haberim yoktu. Zaten 26 yaşında şirket sahibi oldum tecrübem çok yoktu ve çok az karlarla iş yapıyormuşum… Fiyat belirlemeyi öğrenene kadar 3 kere battım. İlkinde ben zekiydim tekrar ayağa kalkar ve başlayabilirim motivasyonuyla yeniden başlamıştım. 2. batışımda motivasyonum güçlüydü, “başarısızlık ne demek” diyerek yeniden ayağa kalktım ancak son batışım korkunçtu artık yapacak bir şey yoktu, o gücü tekrar toplayamazdım gidecek bir yolda kalmamıştı. Ailemin yanına dönmek zorunda kaldım. 2009 da 80.000 TL borcum vardı ve bu borcu ödemem çok mümkün değildi. Bir gün üniversiteden bir arkadaşım aradı “bilgisayarım bozuldu ve oradan bir telefona ulaşmam gerekiyor senin bilgisayarına ihtiyacım var ama sen benim konuşmalarımı dinleme. Nefes terapisi diye bir şey var ve orayla görüşmem gerekiyor ancak sen bu tür şeyleri çok tasvip etmiyorsun o yüzden dinleme ben işimi halleder giderim demişti.” Geldi ve telefonda konuşmaya başladılar ve nefesten bahsediyorlar ve çok etkilendim. “Ben de gelmek istiyorum” dedim. Ertesi gün için randevu aldık ve bir tanıtım seansına katıldık. O akşam seanstan sonra sanki sırtımdan tonlarca yük kalkmıştı. Ben o akşam kesin koç olmaya karar verdim. Borçlarımı ödeyebilmek için kredi çekmiştim, bir kısmını bu eğitime ayırdım ve kendimi nefesin içinde buldum. Bu arada arkadaşım devam etmedi biz o zamandan sonra belki 7 kere karşılaştık ve bir daha bir araya gelmedik… Nefesle birlikte daha pozitife döndüğünde o bilinçteki kişi ve durumlarla karşılaşırsın, etrafındakiler o enerjiye çıkmazsa senden uzaklaşır.

Ailemin durumu gayet iyidir ancak ben burnumun dikine gittiğim için kimse bana destek olmamıştı. Çektiğim kredinin bir kısmını nefes seminerine vermiştim ve sonrası için yani koç olmam için param yoktu. Seminerden sonra koç olmak istediğimi ancak paramın olmadığını söylediğimde bana “reklamlarımızı yap bizde sana eğitimleri verelim” dendi, bu harika bir teklifti… Bunu anlatma sebebim niyet ettiğinde ve hedef koyduğunda evren öyle şeyler yapıyor ki hayran kalmamak mümkün değil. Şimdi kendi şirketimde insanların hayatına dokunmaktan büyük zevk duyuyorum, bu bir aşk bence, koçlar yetiştirerek onların da ilerlemelerine destek oluyorum. Gittikçe büyüyen bir aileye dönüşüyoruz. Muhtemelen bugüne kadar ortalama 15.000 kişiyle çalışmış olmalıyım, bu çok özel bir durum. Çalıştığım kişilerin kendilerine olan güvenlerinin artması ve kendilerini gerçekleştiriyor olmaları, bunu görmek çok farklı bir şey bunun karşılığı gerçekten yok.

Candan Yazıcı She and Girls Dergisi Kapak Röportajı Aralık 2025

Profilinizde ‘’nefes eğitmeni’’ olarak da görev aldığınız yazıyor. Nefes koçluğu ile motivasyon koçluğu arasında nasıl bir bağ kuruyorsunuz?
Nefes başlı başına insanın özüyle bağlantıya girmesini sağlıyor. Normalde her şey dışarıdaymış gibi algılıyoruz Dünya’yı ancak her şey bunun tam tersi. Sizde olmayan hiçbir şeyle karşılaşmazsınız, hayat içinde her şey zihninizde… Düşünsenize günde 70.000 düşünce geçiyor zihninizden ve bunların %90’nı negatif. Bu %90’nın %95’ini ertesi güne taşıyorsunuz ve sonra hayatınızın güzel, huzurlu, anlamlı olmasını bekliyorsunuz, bu çok mümkün değil… Nefes burada hücrede var olan negatif duyguların açığa çıkıp yok olmasını sağlar. Bu da zihinsel olarak insanların sakinleşmesine, rahatlamasına sebebiyet verir. Normalde 16 ila 20 seans arasında nefes açılır? Ben de diyorum ki 10-12 seansta nefesinizi açarım. Burada nefes açma ne demek ondan bahsedeyim. Nefesimiz açık doğarız yani bebekken tam potansiyeli ile kullanırız nefesi ancak 2.5-3 yaşında beynin ön lopu yani neo korteks devreye girer ve biz bu dünyayı algılamaya başlarız. 1 ila 7 yaşına kadar yaşadığımız olumsuzlukları, hayal kırıklıkları nefesimize limitleriz ve sonrasında da bir sürü olumsuz durumlarda nefesimizi limitlemeye devam ederiz, 23 yaşına kadar yaşadığımız her şeyde karar veririz ve bu kararlar hayatımızı yönetmeye başlar ve nefes alışkanlığı edinmiş oluruz. 1 ile 23 yaşına kadar yaşadığımız her şey tekrarlamaya başlar hayatımızda ve bunun hiç farkında olmayız… Nefes sizin alışkanlığınızdan özgürleşmenizi sağlar ve özgürleştikçe hoşunuza gitmeyen yaşamınızın değiştiğini fark edersiniz. Mottomuz şudur; nefesini değiştir. Hayatın değişsin. 10-12 seansta nefesiniz açılır dememin sebebi yaptığım koçluk çalışmasındandır. Yaptığım koçluk 4-5 tekniğin birleşmesinden oluşuyor. O koçluk çalışmasında beynin labirentlerine girdiğimi biliyorum ve o 1 ile 23 yaşına kadar yaşadığı olumsuz durumlarda hissettiği negatif duyguları fark etmelerini, o yaşadığı olumsuzluklarda verdikleri kararları fark edip o karalardan özgürleşmeleri için rehberlik ediyorum. Bu çalışmayla nefes birleştiğinde kişi çok daha çabuk öz benliği ile bağlantıya geçiyor.

Candan Yazıcı She and Girls Dergisi Kapak Röportajı Aralık 2025

Bir kişi geldiğinde genellikle hangi içsel veya dışsal motivasyonlarla geliyor? En sık karşılaştığınız ihtiyaç nedir?
Aslında belli bir konu için geliyorsa da altından o kadar farklı şeyler çıkıyor ki…Bunları kategorize etmek pek mümkün değil. Sadece kendi hayatlarından tatmin değiller ve bir şeylerin eksik olduğunun farkındalar. Yukarıda da bahsettiğim gibi 23 yaşına kadar yaşadıklarının ve verdikleri karaların sonucunun farkında değiller. Biraz açmak gerekirse 1 ile 7 yaşına kadar o kadar çok şey yaşıyoruz ve karar veriyoruz ki ama verdiğimiz kararlardan bir tanesi hayatımızı yönetiyor. Örnek vermek gerekirse ebeveynlerimizin bize karşı davranışları mesela; ‘’onu niye öyle yaptın’’ diyerek bağırması bile travma yaratabiliyor ve kişi orada hayal kırıklığı yaşıyor. Olumlu ya da olumsuz bir karar veriyor ve o kararı değiştirmediğinde değiştirene kadar aynı duyguyu yaşayacağı olayları yaratıyor.

7 kız çocukları, 15 erkek çocukları, 17 yaşına kadar yani ergenliğin sonuna kadar yaşadığı har şeyde karar veriyor ama bir tanesinde hayatını yönetecek kararı veriyor oda ‘’burada beni kimse anlamıyor. Onun için” iyi bir çocuk olacağım” ya da “burada beni kimse anlamıyor görürsünüz bak size neler yapacağım’’ diye olumlu ya da olumsuz karar veriyor. Bir de 23 yaşına kadar amiyane tabirle kazık yiyoruz, annemizden babamızdan, arkadaşlarımızdan ama bir tanesi çok canımızı acıtıyor ve diyoruz ki “artık kimseye güvenemem bu dünyada yalnızım” burada da olumlu ya da olumsuz bir karar veriyoruz. Bu üç karar hayatımızı yönetiyor ve bu kararlar alışkanlığımız oluyor ve 35 yaşında da karakterimiz…

Olumsuz ya da olumlu verdiğimiz kararlar bir süre sonra hayattan tatmin duygusunu alamadığımızı düşündürüyor. İşte o zaman içe dönüş başlıyor ve arayışa giriyorlar… Danışanlarımın çoğu bu tatminsizlikle geliyor. Yaptığım çalışma kişiyi bu yaşlara götürüp orada verdiği kararlardan özgürleşmelerini sağlamak… İlişkiler, para kendini gerçekleştirme, geçmişten özgürleşme gelecek kaygısından özgürleşme o kadar çok alan var ki… Bu çalışmalardan sonra kişi kendini keşfetmeye başlıyor. 4.günümüzde ‘’nefes almak’’ kavramı çok popüler, gerçekten etkili nefes çalışması ne demek ve insanların bu konudaki en büyük yanılgısı nedir? Çoğu insan nefes aldığını sanıyor, 2,5 3 yaşından sonra nefesimizi limitliyoruz doğal nefesimizi almıyoruz. Doğal nefes diyafram kasını kullanarak karından alınandır, biz buna bebek nefesi diyoruz ve alışkanlık haline getirdiğiniz nefesinizi değiştirerek bebek nefesine dönmenizi sağlanıyor. Nefes çalışmalarında ağızdan alınıp verilen bir nefes uyguluyoruz. Amaç daha derin nefesler aldırmak. Bu arada bedenimizdeki akupunktur noktalarıyla çalışıyoruz ve o noktalara baskı uygularken sürekli o noktaların karşılığı olan olumlu cümleler kuruyoruz. Epifiz bezi farkındalık merkezi devreye giriyor, söylediğimiz cümleler o farkındalıkla hücreye kodlanıyor… Nefesi bir elektrikli süpürge gibi düşünebiliriz hücrede kayıtlı olan ne kader negatif duygu varsa temizliyor. İnsanlar bu yüzden seanslardan rahatlamış zihinden özgürleşmiş olarak kalkıyor. Nefes 3 seviyede işe yarıyor, ilk seviye fiziksel seviyedir. Bilimsel olarak kandaki oksijen %94 altına düştüğünde hastalıklar başlıyor, nefes %2 ile %4 oranında kandaki oksijen oranının artmasını sağlıyor. Bir danışanım pandemi döneminde yaptığımız her nefes seansından sonra evde aletle vücudundaki oksijen oranına bakıyormuş, bir seansta bana oksijen oranımın her ölçtüğümde %99 demişti. Pandemide bu çok önemliydi biliyorsunuzdur.

Oksijenle ilgili tüm hastalıklarda nefesiniz tam açıldığında oldukça işe yarıyor. Zihinsel anlamda da ciddi işe yarıyor, biz ruh hastalıklarına pek inanmayız aslında bence ruh hastalıkları değil de zihinsel hastalıklar denmeli… Çünkü ruh bozulmaz eksilmez… Bozulan zihindir. Zihnimizden 70.000 düşünce geçiyor ve bunların %90’ı negatif. Bizler sadece şizofrenlerle ve bipolarlarla çalışmayız. Onun dışında diğer zihinsel durumdaki kişilerle çalışabiliyoruz. Çalıştığımız birçok kişi ciddi anlamda gelişim gösteriyor. Nefesin yaptığı şey hücre titreşiminin artmasını sağlamak. Nefes açıldıkça hücre titreşimi artar ver negatif düşünceden pozitif duygu ve düşünceye geçildiğinde kişiler kendi hayatlarını daha rahat yönetmeye başlar. Ve kendi var olan gücünü ortaya koyar.

Ruhsal anlamda ise yaratıcı enerjiyle bağlantı kurabilir ve kendi gerçekliğini yaşayabilir. 23 yaşına kadar yaşadığımız her şey kendimiz için yazdığımız bir senaryodur ve başrolde biz varız ama bir süre sonra senaryoyu da başrolü de beğenmeyiz, ne yapacağımızı da bilmeyiz. Mutlak kader şudur; ilk nefesimiz doğduğumuz an annemiz, babamız, kardeşimiz, çocuğumuz vs. Son nefesimiz de mutlak kaderimizdir ve değiştiremeyiz. Ancak ilk nefesle son nefes arası kaderimizdir, kaderimizi değiştirebiliriz. Bunun nedeni, kaderimiz kendi seçimlerimizdir, seçimlerimizi değiştirdiğimizde kaderimiz de değişir, nefes bunu sağlar. O yüzden kalbinizle düşünün, kalbin enerjisi beynin enerjisinden 6000 kat daha yüksektir. Zihinden düşünmek egoyu devreye sokar, evren buna cevap vermez o yüzden kalbinizle düşünün… Kalp Alaattin’in sihirli lambasıdır, içinden çıkan dev” 3 hakkın var” der ama evren dile benden ne dilersen diyor. O yüzden kalbimize kulak verelim niye mi? Anne karnında ilk oluşan organımız kalptir her şey onun içine konmuş gibi düşünün. Kalp ne diliyorsa evren ona ‘’ emrine amadeyim’’ der.

Candan Yazıcı She and Girls Dergisi Kapak Röportajı Aralık 2025

Profesyonel koçluk alanında çalışırken danışanlarınızda en çok hangi “blokları görüyorsunuz ve bu blokları aşmak için ortak yaklaşımınız nedir?
‘En baskın ve zorlayıcı blok, ‘Yeterince İyi Değil’ inancıdır. Bu inanç, kendini mükemmeliyetçilikle, sürekli ertelemeyle veya kendini sabote etme döngüleriyle gösterir. Danışanın hedefine ulaşmasını engelleyen görünmez bir duvardır.
Bu blokları aşmak için ortak yaklaşımım şöyledir:
Kimlikten Davranışa Ayırma: Danışanın, yaptığı bir hatanın veya başarısızlığın kendi kimliği olmadığını fark etmesini sağlarım. ‘Başarısız oldum’ yerine, ‘Bu girişim işe yaramadı’ diyebilmeyi öğretmek.
Sınırlayıcı İnancı Sorgulama: Güçlü sorularla, o inancın (Örneğin: ‘Ben sevilmeye layık değilim’) nereden geldiğini ve şu anki hayatında hâlâ geçerli olup olmadığını sorgulatırım. Genellikle o inancın çocukluktan kalan, geçerliliğini yitirmiş bir hikâye olduğu ortaya çıkar.
Kanıt Toplama: Kişinin, inancının aksini kanıtlayan (farkında olmadığı) başarılarını ve güçlü yönlerini görmesini sağlarım. Yeni, destekleyici inançları (Örneğin: ‘Ben zorlukların üstesinden gelebilecek güçteyim’) bilinçaltına yerleştirecek eylem adımları tasarlarız.”

Candan Yazıcı She and Girls Dergisi Kapak Röportajı Aralık 2025

Motivasyon konuşmacısı kimliğiyle sahnede olduğunuzda, dinleyicilerin hayatında tetikleyici olan o “kıvılcımları” oluşturmak için hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?
“Sahnede amacım, bilgi vermek değil, bir enerji transferi sağlamaktır. O ‘kıvılcımı’ oluşturmak için üç temel unsur kullanırım:
Hassas Samimiyet (Vulnerability): En güçlü araç, kendi en zayıf anlarımı paylaşmaktır. Kusursuz bir başarı hikayesi ilham vermez; aksine duvar örer. Ama düştüğünüz, nefessiz kaldığınız ve yeniden ayağa kalktığınız anları paylaştığınızda, dinleyici ‘O yaptıysa, ben de yapabilirim’ diye düşünür. Bağ kurmak, inandırıcı olmaktan daha önemlidir.
Anında Uygulanabilir Eylem: Konuşmayı, büyük bir teorik ders olarak değil, bir mini-atölye olarak kurgularım. Örneğin, tam ortasında ayağa kalkıp 30 saniyelik bir ‘stres boşaltma nefesi’ çalışması yaptırmak. Bu, onların o an dönüşümü bedenlerinde hissetmelerini sağlar.
Felsefi Kanca: Dinleyicinin zihninde takılı kalacak, hayatına yeni bir bakış açısı getirecek tek bir güçlü cümle veya metafor bırakmak. Benim felsefi kancam şudur: “Hayatınızın kumandasını başkasının eline vermeyin; kumanda her zaman sizin nefesinizin ucundadır.”

Candan Yazıcı She and Girls Dergisi Kapak Röportajı Aralık 2025

Sizce bir kadının içsel motivasyonunu ve öz güvenini yükseltmesinde en önemli iki adım hangisi?
“Bu, benim en tutkuyla yaklaştığım konulardan biri. En önemli iki adım şunlardır:
Kurban Rolünden Yaratıcı Rolüne Geçmek
Çoğu kadın, hayatında başına gelen olumsuz olaylar için ya kendini suçlar ya da dış dünyayı. İlk adım, tüm bu olaylarda kendi seçimlerinin sorumluluğunu almaktır. Bu, suçlamak ya da suçlanmak değildir; bu, gücü geri almaktır. ‘Bu durumla ben ne yapabilirim? Ben hangi seçimi yapacağım?’ sorusunu sormaya başladığı an, kurban rolünden çıkar ve kendi hayatının yaratıcısı olur. Bu eylemlilik hali, öz güvenin yakıtıdır.

Bedenle Barışmak ve Bedenin Bilgeliğine Güvenmek
Kadınlar olarak, dış görünüşümüz ve rollerimiz (anne, eş, profesyonel) hakkında sürekli eleştirel bir iç sese sahibiz. İkinci adım, bedenimizin sesini dinlemeyi öğrenmektir. Stresli hissettiğinde bedeninin neresi kasılıyor? İçgüdüsel olarak ‘hayır’ demek istediğinde boğazında oluşan düğüm ne anlama geliyor? Bu içgüdüsel bilgeliğe güvenmeye başladıkça, dış onay ihtiyacı azalır ve gerçek öz güven (içten gelen güven) yükselir. Bu da nefes çalışmalarıyla en çok desteklenen alandır.” 8. Meslekleriniz arasında “koç eğitmeni” yer alıyor. İyi bir koç olmak için olmazsa olmaz beceriler nelerdir?
“Koç Eğitmeni olarak yetiştirdiğim öğrencilere her zaman şunu söylerim: Koçluk, sadece bir soru sorma sanatı değildir; o, bir varoluş biçimidir.
Olmazsa olmaz beceriler:
Derin Dinleme (Active Listening): Danışanın söylediğini değil, söyleyemediği, bastırdığı ve enerjisiyle aktardığı her şeyi duymaktır. Bu, kelimelerin ötesini dinlemek demektir.
Merak ve Yargısız Alan Tutmak (Curiosity and Non-Judgment): Koç, danışan için bir rehber değil, bir ayna olmalıdır. Kendi kişisel deneyimlerinizi, tavsiyelerinizi veya yargılarınızı tamamen bir kenara bırakıp, danışanın hikayesine saf bir merakla yaklaşmak, en zor ve en kritik beceridir. * Güçlü Geri Bildirim ve Yüzleştirme: Koçluk, her zaman konforlu olmak zorunda değildir. Danışanın kendisine söylediği yalanları, kendi potansiyelini nasıl bloke ettiğini sevgi dolu ama kararlı bir şekilde yansıtabilmek ve onu eyleme çağırmak, iyi bir koçun fark yaratan özelliğidir.”

Candan Yazıcı She and Girls Dergisi Kapak Röportajı Aralık 2025

Kendi hayatınızda, nefes eğitmeni/koç rolüne geçerken karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bu süreci nasıl dönüştürdünüz?
“En büyük zorluk, ‘Şifacı Ayakkabıcının Ayakkabısı Yoktur’ sendromuydu. Başkalarına yol gösterirken, kendi sınırlarımı ve kendime ayırdığım zamanı korumakta zorlandım. Herkesin derdine derman olmaya çalışırken, kendim nefessiz kalıyordum. Bu süreci dönüştürmem, yine nefes ve koçluk prensipleri ile oldu:
Farkındalık: Koçluğumu kendime uyguladım. Kendime ‘Candan, şu anki eylemlerin seni nereye götürüyor?’ diye sordum ve cevabın ‘Tükenmişliğe’ olduğunu gördüm.
Sınır Koyma: Öğrendiğim en büyük ders, başkasına yardım etmenin en iyi yolunun, önce kendi bardağımı doldurmak olduğunu anlamaktı. Danışanlar arasına zorunlu ‘nefes ve meditasyon’ molaları koydum.
Vazgeçme Pratiği: Mükemmel olma çabasından vazgeçtim. Kendi insanlığımı, yorgunluğumu ve hata yapma hakkımı kabul ettim. Bu, beni danışanlarım için daha gerçek ve erişilebilir kıldı.
Dönüşüm, mükemmeliyet değil, tutarlılıktır.”

Son olarak, She and Girls okurlarına; nefesle, motivasyonla ve koçlukla ilgili bir başlangıç yapmak isteyen kadınlara ne söylerdiniz?
Sevgili She and Girls okurları, size verebileceğim en önemli tavsiye şudur: Beklemeyin ve Kendinize Nazik Olun.

Instagram: @candanyaziciofficial

She and Girls Sonbahar 2025 Sayısı Çıktı! She and Girls Sonbahar 2025 Sayısını ÜCRETSİZ indirerek okuyabilirsiniz!

Candan Yazıcı Nefes Koçu

She and Girls Sonbahar Sayısı 2025 Sayısında Neler Var?

Nino Tsivadze: Gayrimenkulde Güçlü Adımlar

Yasemin Fazlılar: “Hayallerinizi Cesaretle Sahiplenin”

Selen Erdoğan Özdemir: Diş Estetiğinde Yenilik

Özge Özler: Kıbrıs’da Yeni Adresinizi O Bulur

Melike Gürçay: “Yoga Holistik Yaklaşım Gerektirir”

Jupiterinkızıemelce: “Astroloji Kehanet Değildir”

Esra Ünlütürk: “Güzellikte Fark Yaratıyoruz”

Elif Akyasan Kahraman: “Duygular Kalıcı Değildir”

Dilek Coşkun: “Nefesle Kendinizi Hatırlayın”

Göksen Tosuner: İç Anadolu’dan Dünyaya Uzanan Sanat Öyküsü

Derya Eryılmaz: “Her Şey Enerjidir”

Gonca Birgili Koçer: “Yıllarca Taşıdığınız Yükü Atın”

Sena Dadandı “İçsel Gücünüzü Keşfedin”