İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Tayfun Hancılar, kanser hastalarının koronavirüsten nasıl korunabileceğini açıkladı.
She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.
youtube.com/msemedya
Önümüzdeki günler tüm dünya da olduğu gibi ülkemizde de yeni koronavirüsü COVID-19 ciddi bir sağlık tehdidi oluşturacak. Aslında ölüm oranı şu an için çok yüksek seviyede olmasa da yayılma hızı oldukça yüksek olan ve en önemlisi 14 günlük kuluçka süresinde bulaştırıcı olma özelliğinin devam eden bu hastalık ülkeleri ciddi tedbirler almaya sevk etmiştir.
15.03.2020 tarihindeki verilere göre tüm dünyada açıklanan 167 571 yeni koronavirüs olgularının 6456 tanesi ölümle sonuçlanmış, 76596 hasta iyileşmiştir, yani ölüm oranı % 3.8’dir. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta belli yaş gruplarında ve bazı hastalıklarda risk çok artmaktadır.
Örneğin 60-70 yaş arasında % 3.6 ve 70 yaş üzerinde %11 civarında olan ölüm oranı 60 yaşın altında % 1.3 ve 50 yaşın altında % 0.4oranına düşmektedir. Yani genç nüfusta ölüm oranı düşüktür.
Ancak kişinin yaşı ne olursa olsun ciddi kalp damar hastalığı varsa koronavirüse bağlı ölüm oranı % 13.2 diabet varsa % 9.2 ve kanser hastalarında % 7.6 oranına yükselmektedir.
Görüldüğü üzere en büyük risk kalp damar hastalığı olan kişilerdedir. Ancak kanser hastaları da dikkat etmesi gerekli bir gruptur.
Hangi kanser hastaları daha ciddi risk altındadır?
Hodgkin dışı lenfoma, kronik lenfositik lösemi, akut miyeloid lösemi, akut lenfoblastik lösemi ve multipl miyelom gibi kan maligniteleri olan hastalar, kemik iliği nakil hastaları, aktif kemoterapi, immünoterapi ve radyoterapi uygulanmakta olan tüm kanser hastaları; yeni koronavirüsten korunma konusunda daha dikkatli olmaları gereken hastalardır. Hastalığın akciğer üzerindeki etkileri göz önüne alınırsa, KOAH ve akciğer kanseri hastalıkları birlikte olan hastalarımız daha dikkatli olmalıdır.
Tedavisi tamamlanmış kanser hastalarında da risk devam ediyor mu?
Elbette; kanser tedavisi tamamlanmış ve sağlığına kavuşmuş hastaların riski, çok daha düşüktür. Ancak kemoterapi ve radyoterapinin bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri, bazen beklenenden uzun sürebilir. Bu nedenle; bu hastalarımızın tedavi sonrası 2 ay daha dikkatlerini en üst düzeyde tutmaları gereklidir.
Yeni koronavirüs COVİD-19’dan korunma yolları nelerdir?
Aktif kemoterapi, immünoterapi ve radyoterapi devam eden hastalarımız KESİNLİKLE TEDAVİLERİNE ARA VERMEMELİDİRLER. Gerekli önlemlere uygun yaşayarak, tedavilerine düzenli devam etmelidirler. Özellikle tedavi altındaki kanser hastalarına, kapalı mekanlardan mümkün olduğunca uzak durmalarını tavsiye ediyoruz.
Açık havada virüsün yayılma riski olmadığı için maske takmak gereksizdir, ancak kapalı mekanlarda (otobüs, tren, sinema salonları, alışveriş merkezleri, spor alanları, restoranlar vb.) bulunması gereken kanser hastalarına ağız ve burun bölgesini, tam kapatan maske takmalarını öneriyoruz.
En az yüzde 60 alkol içeren solüsyonlar kullanılmalıdır
Doğal olarak el teması kaçınılmaz olduğu için ellerin; yüz ve ağız, burun ile temas etmemesine dikkat etmek gereklidir. Elleri sık sık en az 20 saniye sabunla yıkamak veya yüzde 60 alkol içeren solüsyonlar ya da dezenfektanlar kullanmak korunma açısından çok önemlidir.
“Hastalar açık havada gezebilirler”
Kanser tedavisi gören hastalarımıza mümkün olduğunca yurt dışı seyahatinden kaçınmalarını öneriyoruz. Tedavileri devam eden kanser hastalarının,hastalık belirtileri olmasa da yeni koronavirüs taşıyıcılarının kuluçka döneminde bulaşıcı olma özelliğinin devam ettiği göz önünde tutularak kalabalık yerlerde olmamaları ve ziyaretçi kabulünü en aza indirmelerini öneriyoruz. Hastalarımızın açık havada yapacakları geziler, temiz hava ile temasları bizim için olumludur bu nedenle öneriyoruz.
Koronavirüsten korunmak için nasıl beslenilmelidir?
Bağışıklık sisteminin güçlendirmek, koronavirüse karşı alınacak en iyi önlemdir. Bu nedenle; riskli kanser hastalarının beslenmesi, önem kazanmaktadır.
Tedavisi devam eden kanser hastalarına önerilerimiz:
Günde en az 2.5 litre sıvı tüketin
Kefir bağışıklık sistemi için çok yararlıdır ve tedaviler esnasında güvenle kullanılabilir. Mümkünse evde hazırladığınız kefiri günde 2 bardak olarak içebilirsiniz.
Propolis içeren solüsyonlardan günde bir kez tüketebilirsiniz.
Gün içinde tüketeceğiniz suyun içine bir adet limon koyarak kullanın, limon hem içerdiği C vitamini nedeni ile virüslere karşı koruyucu olacaktır hem de daha fazla miktarda su içmenizi sağlayabilir.
Öğünlerinizde mutlaka sebze ve yeşillik içeren salatalar olmalıdır.
Meyve ve sebzeleri kullanmadan önce dikkatlice yıkayın.
Kemoterapi esnasında kullanılmasını önermediğimiz; greyfurt ve nar suyu haricindeki meyve sularını taze olmak kaydı ile rahatlıkla tüketebilirsiniz.
Deniz suyu içeren burun damlalarını gün içinde sık sık kullanarak ve tuzlu ya da karbonatlı su ile gargara yaparak, virüsün boğaz ve burun mukozasına yapışmasını engelleyebilirsiniz. Böylece hastalık riski, en aza indirilebilir.
Dirseklerinizi de kapsayacak şekilde, gün içinde sık sık ellerinizi en az 20 saniye yıkayın.
Sigarayı kesinlikle tüketmeyin ve sigara içilen ortamlarda bulunmayın.
Zerdeçal ve zencefilin, ağız yoluyla emilimi yüksek olmasa da bağışıklık sistemi için yararlıdır. Salatalara ekleyerek ya da yoğurt ile birlikte tüketebilirsiniz.