İddialı konuşan kadınlar, erkeklere göre daha çok cezalandırılıyor

Perakende ve tüketici malları sektörlerinde çalışan kadın liderleri destekleyen, üst düzey kadın yöneticilerin sayılarını artırmayı ve gelişimlerine katkıda bulunmayı misyon edinen LEAD Network; 4 Nisan 2019’da gerçekleştirdiği, aylık toplantısında, Success Programme’ın kurucu ortaklarından olan ve aynı zamanda Amerika’nın Top 20 eğitim şirketlerinden biri olan ve Fortune 500 şirketlerinin 350’sinin liderlik gelişimi çözümleri için iş birliği yaptığı VitalSmarts firmasının Türkiye temsilcisi ve iş stratejisti Bahar ŞEN’i ağırladı.

Bahar Şen, aynı konuyu anlatan bir kadın ile erkeğin karşı tarafta yarattığı algının birbirinden çok farklı olduğunu, düşüncelerimizi ifade ederken kullandığımız dili nasıl kullanırsak farkında olmadan gösterilen bu sosyal tepkiyi en aza indirebileceğimizin yollarını anlattı.
Şen, ‘İnsanlarda davranış değişikliğini nasıl yaratabiliriz?’ sorusu ile yola çıktıklarını belirterek, ‘Liderlerin yeni araçlar ile zihin yapılarını donatarak değişmekte olan dünyaya uyum sağlamaları için destek oluyoruz’ dedi.

Dünyada büyük bir dönüşümün olduğunu, bazı şirketlerin hızla yükselirken, bazılarının da birdenbire yok olduğunu anlatan Şen sözlerini şöyle sürdürdü;

‘Amerika’da 11 binden fazla kişi ile yapılan araştırmada şirketlerin daha iyiye gitmesi için liderlerin nasıl davranışlar sergilemesi gerektiği ile ilgili çok ilgi çekici sonuçlar ortaya çıktı. Araştırma sonuçlarına göre kadınların fark edilmeden yapılan duygusal eşitsizliğin mağduru oldukları, iddialı, tutkulu konuşan kadınların erkeklere göre daha çok cezalandırıldığının altı çizildi.’

‘Kadınların haksız yere yargılandığını ve bunun önüne nasıl geçilebileceğini ortaya koyan araştırmayı LEAD Network üyelerine anlatan Şen, kısaca şunlara değindi;

‘Açık konuşmak tehlikeli bir şey. Hepimiz zaman zaman konuştuklarımızdan sonra tepki almak ile yüz yüze gelmişizdir. Çünkü açık konuştuktan bir süre sonra insanların size bakışları değişiyor ve kariyerinizi etkiliyor. Bu süreci yaşadıktan sonra, ya sessizliğe bürünüyor, ya da şiddete başvuruyoruz. İşte bu anlara kritik anlar diyoruz. Sessizliğin formları küsmek, susmak, kinayeli konuşmakken, şiddetinki ise dalga geçmek, taciz edici konuşmak oluyor.’

Biri kadın diğeri erkek olmak üzere iki yönetici üzerinde yapılan araştırma sonucuna göre ikisinin de aynı karakter yapısına sahip olmasına karşın erkek olana kadın olandan daha fazla saygı duyulduğunun ortaya çıktığının altını çizen Şen, ‘Kadınlar için zorlayıcı konuşmanın cezası daha fazla’ dedi.

Araştırma sonuçlarını 2 yönü ile değerlendirdiklerini ilkinin önyargıyı fark etmek, ikincisinin ise bunun önüne geçmek olduğunu söyleyen Şen, ‘Kritik anlarda söylediğimiz sözler birdenbire hayatımızı olumlu ve olumsuz yönde etkileyebiliyor. O yüzden kritik anların farkında olalım. Bilinçsiz önyargı özellikle kadına çok zarar veriyor’ açıklamasını yaptı.Şen, yapılan araştırmada konuşmaya başlamadan önce ‘ön ifade’ kullanılırsa anlatılmak istenenin daha önyargısız bir şekilde anlatılacağının ortaya konulduğunu söyledi.

Şen, bu ifadeleri şu şekilde sıraladı;
Davranış ifadesi; bu ifade ile karşımızdaki kişide bir beklenti oluşturuyoruz. Mevcut durumu ifade ediyoruz ve biraz sonra duyacaklarının sürpriz olmamasını sağlayarak ‘çünkü ben böyle düşünüyorum’ anlamını yaratıyoruz. Böylelikle gözlemciyi tahmin etmekten kurtarıyor ve karşı tarafın sizi kendi değerlendirmesiyle yargılamasına engel olmuş oluyoruz.

Değer ifadesi; bu ifade ile vermek istediğiniz mesajı bir içsel değerinizle eleştirerek söylüyorsunuz. ‘Ben dürüst olmanın önemine inanıyorum o yüzden söyleyeceklerimi dolandırmadan açıkça paylaşmak istiyorum’ dediğinizde siz bu konuşmanın hangi içsel değerden kaynaklandığını anlatmış oluyorsunuz. Şanslıysanız ve karşı tarafın değerleriyle örtüştüyseniz o zaman aranızda bir bağ kuruyorsunuz.

Aşılama ifadesi; bu ifade bilinçaltına bir mesaj iletmek ile alakalı. Mesela, ‘bu tip konuşmaların kadınlar tarafından riskli olduğunu ve yanlış anlaşıldığını biliyorum ama yine de doğrudan konuya gireceğim’ şeklinde konuştuğunuzda karşımızdaki kişinin bilinçaltına senin önyargın olabilir ve ben buna rağmen konuşacağım mesajını vermiş oluyoruz. Bu ön ifade de karşı taraf birdenbire irkiliyor ve ‘ben önyargılı mıyım?’ diye düşünüyor ve sizi dinlerken daha adil olmaya çalışıyor.

Kadınların iş hayatındaki yeri

SHE AND GIRLS BAHAR 2024