İstanbul Modern, koronavirüs salgını sebebiyle geçici olarak kapalı olduğu dönemde sanatseverleri dijital platformlarda ağırlıyor. Müze internet sitesini güncelleyerek koleksiyon ve sergilerini dijital dünyada izleyiciyle buluşturuyor, özel etkinlik ve içerik hazırlıyor. İstanbul Modern dijital yayın platformu
She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.
youtube.com/msemedya
“Sanatçı ve Zamanı” koleksiyon sergisi sanal turu
İstanbul Modern’in Karaköy’deki son koleksiyon sergisi “Sanatçı ve Zamanı”nı 3D sanal turla keşfetmek mümkün. İzleyiciler 109 sanatçının 193 çalışmasını inceleme fırsatını yakalarken, sergiye dair metinleri de okuyabiliyor. Sergi, sanatçının zamanı ile toplumun, kültürün, doğanın ve evrenin zamanı arasında kurulan bağa dair bir düşünce alanı aralıyor.
“Yüzyıllık Aşk”ın dijital arşivi
Müzenin internet sitesinden Türkiye sinemasının 100. yılını kutlamak için gerçekleştirilen “Yüzyıllık Aşk” sergisinin dijital arşivine erişim sağlanabiliyor. Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilen bu araştırma sergisine dair pek çok yazılı ve görsel içerik arşivde yer alıyor.
Koleksiyondan seçki
İstanbul Modern Sanat Müzesi Koleksiyonu’ndan bir seçki de yine internet sitesi üzerinden sanatseverlerle buluşuyor. Yapıtlara dair görseller ve açıklayıcı metinler sanal ortamda izleyiciye sunuluyor.
Youtube kanalından yayın
İstanbul Modern küratörleri tarafından yapıt ve sanatçı bilgilerinin aktarıldığı içerikler Haftanın Yapıtı başlığı altında YouTube kanalı ve sosyal medya hesapları üzerinden izleyiciyle paylaşılıyor.
Uluslararası Misafir Sanatçı Programı ve “Misafirler: Sanatçılar ve Zanaatkârlar” sergisinin üretim süreci ile küratör anlatımlı sergi turu internet sitesi ve YouTube kanalından yayınlanıyor.
“Lütfi Özkök: Portreler” sergisinde sanatseverlerle buluşan Fil Gibi Evdeki Şair adlı belgesel de yine dijital platformlar üzerinden izlenebiliyor.
Yönetmenliğini Özkök’ün torunu Anna Juhlin’in üstlendiği 2010 İsveç yapımı belgesel, geçmiş ile bugüne ait kareler, Stockholm ve İstanbul’da çekilmiş görüşmeler ve farklı seslerle tonlar arasında geziniyor. 2011 yılında Stockholm Tempo belgesel festivalinde Yeni Belgesel Ödülü’nü alan yapım, yönetmen ile dedesinin şiir, fotoğraf ve nostalji üzerine düşüncelerini de bir araya getiriyor.
