Az önce tesadüfen sosyal medyada denk geldiğim bir video ile bu konuda yazmaya karar verdim… Instagram zorbaları ile nasıl başa çıkabilirsiniz?
She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.
Instagram Hesabımız
Benim olduğu gibi eminim sizin de en az bir sosyal medya hesabınız vardır. Facebook, Twitter, İnstagram, Tiktok ve benzeri birçok uygulama ülkemizde ve tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanılıyor.
Takip edebildiğim kadarıyla en fazla kullanılan ve ilgi gören uygulama şimdilik instagram. Yakında Tiktok uygulaması da İnstagramı gececek gibi görünüyor, belki de geçmiştir ben o ilginç dans ve seslendirme videolarına pek alışamadım doğrusu.
Sanırım bu video ve fotoğraf uygulamalarını daha popüler yapan şey, kolay kullanılabilir ve direkt göz zevkine hitap ediyor olması. İyi fotoğraf çeken akıllı bir telefonunuz varsa bu konuyla ilgili neredeyse tüm donanıma sahipsiniz demektir. Öyle fotoğrafçılık üzerine kurslara gitmeye veya özel eğitimler almaya falan gerek yok yani.
Hele bir de profesyonel bir fotoğraf makinesine, uygun ışığa, filtrelere sahipseniz ve hangi saatlerde takipçi kitlenize hitap edecek fotoğraflar koymanız gerektiğini öğrendiyseniz, çok kısa zamanda yüzlerce hatta binlerce takipçiniz olabilir.
Tüm bunlara ek olarak biraz da tanınmış biriyseniz işiniz daha da kolay. Biraz derken ülke çapında tanınan ünlüleri kastetmiyorum. Mesela herhangi bir televizyon kanalında, gündüz kuşağında bir programda yarışmacı olanların bile binlerce takipçisi oluyor bu zamanda. Ve bu takipçiler instagram üzerinden fanı olduğu kişilerin rakiplerini trollüyor, taciz ediyor, tehdit ediyor.
İnanabiliyor musunuz? Yazarken bile bu insanların hadsizliklerine ve cahilliklerine gülsem mi, kızsam mı bilemiyorum…
Bence bazı insanlar bu uygulamalarda başkalarının yaşadığı hayatı, gittiği yerleri, ne giydiklerini, nerede ne yediklerini, hatta makyaj malzemelerinin markasını bile fazlasıyla merak edip ciddiye almaya başladı.
Özenip takip ettiği kişinin hayatını yaşamak isteyenler, çok sevip kıskananlar, hiç hoşlanmadığı halde ısrarla takip etmeye devam edenler…
Bir de üstüne mesajlar atıp hakaret edenler, taciz edenler, rahatsız edenler, mutsuz edenler var. Sevgiyi de abartan, takıntı haline getirenler de diğerlerinden farklı değil.
Tüm bunları gördüğümde veya bir yerde okuduğumda aklıma tek bir soru geliyor. Neden?
Genç bir kadına çocuğu olmadığı için hakaret etmek, onu yetersiz görmek ve kendinde bu düşüncelerini ifade edebilecek hakkı görmek! O kadar ileri gidiyorsunuz ki bu genç kadın kendi hesabından neden çocuğu olmadığı konusunda mahremini herkesle paylaşmak zorunda kalıyor.
Çirkin olduğunu düşündüğü birine “çok çirkinsin” diye yazabilmek!
Güzel veya yakışıklı birine aklına gelen her türlü şeyi yazıp onu taciz etmek!
Takipçisi olduğu kişiye şu çirkin burnunu yaptır demek!
Bekar birine evlen öyle boş boş gezmek kolay diyebilmek! Sanki herkes evlenmek zorundaymış veya onu biz evlendirmişiz gibi…
Bunun gibi daha birçok örnek var ve muhtemelen bu kişiler ne yaptıklarının farkında değiller. Ben size söyleyeyim, yaptığınız şey zorbalıktır!
Biz çocuklarımıza zorbalığın ne olduğunu, maruz kalanların ne kadar acı çektiğini, mutsuz olduğunu ve hayatlarının sonuna dek ne kadar kötü etkilendiklerini anlatıyoruz. Ne bir başkasına zorbalık yapılmasına ne de kendisine bu şekilde davranılmasına izin vermemesini öğütlüyoruz. Yukarıda yazdığım şeyleri yapanların çoğunluğu ise maalesef yetişkin insanlar.
Şimdi siz de durup “ben ne yapıyorum?” diye sorun kendinize ve lütfen artık durun!
Kendi hayatınızla, kendi arkadaşlarınızla, kendi eşinizle çocuğunuzla ilgilenin… Kendi paranızla kendi tatilinize gidin…
İnanın başkasının hayatını yaşamak her zaman sandığınız kadar güzel veya eğlenceli değil.
Ne demiş Mevlana; “Benim hayatımı yargılamadan önce, benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan, dağ ve ovalardan geç. Hüznü, acıyı ve neşeyi tat. Benim geçtiğim senelerden geç, benim takıldığım taşlara takıl. Yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi. Ancak ondan sonra, beni yargılayabilirsin.”
Banu Çelik
