Göğe kanat açmak!

Uçmak

Uçmayı yazmak öyle kolay iş değil. Göğe kanat açmak alelade bir iş olmadığı gibi, bunu yazmak da o kadar zor. ‘Uçmaklık’ ölüm ve cennet kavramlarına karşılık geliyor. Tasavvuf ekolü de ‘Ölmeden ölünüz’ diyor.
E, haydi o zaman bir sandalyeye telâşsızca yerleş; mavi kadifeden bir sandalye olsun bu. Yüksek ve hayali bir kule inşa ediver kendinden. Hayali dediğime bakma; güçlü, mağrur ve sağlam olsun ki, hayal olma mertebesine yakışsın. Kimi göğe yükselirken anlar ki; aşkın ışıltıları ile çepeçevre sarılmıştır. Bazısı fark eder ki; dişli rakibini çaresizce küçümsemek, anadan kıza babadan oğla geçerek evrilmiş bir ucubedir. Çok azı anlar ki; uçabilmenin enerjisi kendi hareketi ve niyetine bağlıdır. O yüzden hayali bir kulesin şu anda; farkına varmak, kendine kuşbakışı bakmak kolay iş olmadığından… Hafiflemek gerekir uçmak için.

She and Girls

Kaybetmişlik hissi kaynaklı kibrin ağırlığından kurtulmak lazım gelir. Bu kadar çelimsiz olamazsın, haydi kendine gel. Bir dağ kadar uykulu ve durgun, bir göl kadar yayık ve tembel olsan bile, göğe kanat açabilirsin. İstersen git de, güneşle baş başa kalan ve onun ışıklarıyla süzülerek dans eden bir toz zerreciğine sor, o anlatsın sana uçmanın gizemini. Ama iyi kulak ver ona; çamurlu ayakların izinden azade olmak, umutsuzluğun kirinden arınmak, ‘Kendinin en iyi versiyonu olmak’ diye işitip durduğumuz o meşhur cümlenin hırs oyunlarından özgürleşmek olduğunu, toz olmuş olandan dinle. Güneşle oynaşmanın ışıltısındaki, ‘Hiç’ten ‘Her şey’e açılan kapıyı gör. Toprağın toza, rüzgârın ağaca hasedi olsaydı, yankı vermeyen dağlara öfkelenseydi toz zerresi; böyle kendi halinde süzülebilir miydi?
Küçümseme, kibir, öfke, haset, umutsuzluk terk edildiğine göre, hafifledin demektir. O zaman ne duruyorsun; gökyüzü senin!

Görsel: Pierre H. Matisse

Hafiflemek gerekir uçmak için.

SHE AND GIRLS BAHAR 2024