Herkese merhaba, bu ay özellikle duyguları ve bedenimiz arasındaki ilişkiye değinmek istiyorum… Duyguları bedenimizden nasıl atabiliriz?
She and Girls Dergisi, Moda Dergisi, Alışveriş Dergisi.
Instagram Hesabımız
Duygularımız, düşüncelerimiz ve bedenimiz ayrılmaz bir bütün. Belki bu sıralar bu söylemi sık okumuş ancak üzerine yeterince düşünmemiş, geçmiş olabilirsiniz.
Peki ne demek istiyoruz, beden, duygu, düşünce bir bütün derken?
İnsan beyni, yaşadığı bir olayı; o an ki duyguları, çıkarımları yani düşünceleri, etrafta olup biten tetikleyicileri (ses, koku, ışık vs) ve beden hisleri ile beraber kaydeder.
Örneğin, karşıdan karşıya geçerken tam karşı kaldırımda bir kadına araba çarpmış olsun; o an ki sizin yaşadığınız şok, donup kalma (beden duyumu), korku, panik (duygu), etraftaki yoğun korna sesleri, o görüntü, “acaba kadına bir şey oldu mu?” düşüncesi hepsi birlikte zihninize kayıt olur.
Eğer o olay duygusal olarak bizi yoğun etkilemiş bir olaysa, herhangi bir benzer tetikleyici bize o olayı çağrıştırabilir ve benzer beden duyumlarını tekrar hissedebiliriz.
Hatta tek bir yaşam olayının bile, beden hissimizdeki etkisi büyükse, artık bir duruma karşı fobi geliştirebiliriz.
Mesela, çok hızla size doğru koşan ve koklamak için üstünüze atlayan bir köpek olsun, o sırada bedeniniz, ilkel beynimizden bildiği bir yöntem olan yırtıcı hayvan karşısında ya kaç ya don tepkisi verecektir.
Donup kaldığınızı düşünün, soğuk bir his, sanki elleriniz, bacaklarınız uyuşmuş gibi, o saniye orada hayat durmuş gibi… Köpek sadece sizi koklayıp gitmiş bile olsa, yani zihniniz başınıza bir şey gelmediğini biliyor; peki ya bedeninizin yaşadığı o yoğun his ne olacak?
Bedenimizin de hafızası var, bir başka benzer boyutlarda, benzer hareketlerde köpek görünce o donma hissinin çağrışması, ellerde, ayaklarda uyuşma hissetmeniz muhtemel olacaktır. Ve belki bir köpek fobiniz bu şekilde oluşabilir.
Bilişsel olarak her köpeğin size zarar vermeyeceğini bilseniz bile, bedeniniz artık köpek ile karşılaşmada bir tepki verir.
Geçmiş yaşadığımız, “Çok zaman oldu, artık unuttum bile…” veya “Aman hiç umurunda değil!” dediğimiz, bizde duygu yükü yüksek anılar ve yaşantılarda da gizli bir kayıt cihazı olarak yine bedenimiz var aslında…
Geçmeyen ağrılar, mide ağrıları, bağırsak düzensizlikleri, cilt kaşıntıları ve sorunları, göğüste ağrı hissi, migren ağrısı vb. Tıbbi olarak temel bir sebebi olmayan durumlar çoğunlukla yaşadığımız olayların üzerimizdeki etkisi yani psikolojik tabanlı sıkıntılardır.
Ruhsal olarak göz ardı ettiğimiz duygularımız; hüzünlerimiz, hayal kırıklıklarımız, ümitsizliklerimiz, çaresizlikler ve korkularımız kendilerini bedensel semptomlar ile görülür kılarlar…
O bir türlü sebebi bulunamayan ağrılarımız, iç dünyamızın yardım çağrısıdır aslında.
Günlük dilde çokça kullanırız da, başımıza gelince görmezden geliriz çoğunlukla!
“İçim şişti!” , “Öyle özledim ki burnum da tütüyor…” , “Sinirden, stresten mideme ağrılar girdi…” ,
“Göğsüm yanıyor sanki…” , “İçim kan ağlıyor…”
Size de tanıdık geldi mi?
Peki neler yapabiliriz?
*Öncelikle mindfulness ve yoga çalışmaları ile beden-duygu-zihin bağınızı ve farkındalığınızı güçlendirebilirsiniz.
Beden ve duygularınız arasındaki tepkimeleri, bağı görmek sizi sandığınızdan daha fazla şaşırtacak…
*Duygularınızı iç dünyanızdan dışa dünyaya taşımak için kendinize yazı yazabilirsiniz. Duygularınızı, düşüncelerinizi, sınırlama olmadan dışarıya vurmak kişiyi çok rahatlatan kıymetli bir egzersizdir.
*Kendi sınırlarınızı ve sağlıklı iletişim becerileri ile hayır demeyi öğrenmeyi öncelik haline getirebilirsiniz. Bunun için Şema Terapi ile yaklaşımı ile çalışan bir uzman psikologdan destek alabilirsiniz.
*Geçmiş yaşam olaylarınızı, sizi hatırladığınızda halen olumsuz etkileyen anılarınızı EMDR Terapi Yöntemi gibi, duyarsızlaştırma ve yeniden işlemleme tekniği ile EMDR Terapisti Uzman aracılığıyla ele alabilir, geçmişin ağır yükünü şimdinin işlevsel versiyonu ile değiştirebilirsiniz.
Bu yöntem son zamanların en etkili ve pratik terapi yaklaşımlarından biridir ve bilimsel bir çalışmadır. EMDR Türkiye Derneği sitesinden yetkin uygulayıcı terapistlere ulaşabilirsiniz.
Fobiler, panik atak, depresyon, değersizlik hissi, motivasyonsuzluk, gelecek kaygıları, obsesif düşünceler, umutsuzluk hissi gibi bir çok konu alanında çalışmak için EMDR çok uygun bir terapi yöntemidir.
Bedeninizde fark ettiğiniz hisleri göz ardı etmemek, ihtiyaca göre destek almayı kendinize yapacağınız en büyük yatırım olarak görmek, sağlıklı yetişkin işlevidir.
Siz sağlıklı olursanız, büyüteceğiniz çocuklarınız, etrafınız, aileniz de o kadar bu durumdan olumlu yararlanır, o yüzden önce kendinize iyi bakmayı ihmal etmeyin!
İlgilenenler için kitap önerisi:
“Beden Kayıt Tutar” Bessel A.Van Der Kolk
Sevgilerimle
Duyguları bedenimizden nasıl atabiliriz?
She and Girls Eylül 2020 Sayısı Gençlik Dergisi Girls Hediyesiyle Dergiliklerde!
