Lütfen bu insanlık dışı davranışa artık dur diyelim

Günlerdir gazetelerde televizyonlarda sosyal medyada hiç konuşulmadığı kadar çok konuşuluyor kadın şiddeti, kadına yapılan her türlü eziyet. Samimi olun ne olur bu yazıyı okurken

Nedenini biliyorsunuzdur ünlü şarkıcı Sıla ile oyuncu Ahmet Kural arasında yaşandığı iddia edilen şiddet. Birbirini çok seven örnek gösterilen iki ayrı başarılı ve güzel insan aynı nokta da birleşemiyor ve boooommm…

Adam sesizce gitmek isteyen kadını en aşağılayıcı şekilde hırpalayarak sözüm ona erkekliğini ispat ediyor.
İlk defa mı duyuyoruz böyle bir rezaleti? Tabi ki de hayır! Bu en hafifi aslında medyatik oldukları için bu kadar gündem olmaları kaçınılmaz oldu sadece. Zaten her kafadan, bir sürü kendini bilmez bilir kişiden binlerce yorumlar… ‘’Yok kim bilir kadın ne yapmış da? Alkolü kaçırınca böyle olurlar da! Kimbilir ne halt yemişlerdir de’’… Bla blaa blaaaa…

Ne garip bir millet olduk gözümüzün önünde adam kadına, çocuğa, zararsız o güzelim yaşam dostumuz hayvanlara insanlık dışı her türlü şiddeti, tacizi uyguluyor da kafamızı çeviriyoruz. Ama iş uzaktan ahkam kesmeye gelince en cesur, en duyarlı bilir kişiler bir bir çıkıyor ortaya. O kadar içimizde uzağımız da olmayan bir konu ki bu nasıl bu kadar yabancı oluyoruz anlayamıyorum.

Samimi olun ne olur bu yazıyı okurken. Kendinize iç sesinize cevap verin sadece. Kaçımızın annesi, teyzesi, halası, arkadaşı psikolojik veya fiziksel şiddete maruz kalmadı? Çocukları için, toplumdaki statüsü, o kazanamadığı ekmek parası için yada elalem ne der diye haketmediği o eziyete aramızdan kaç kadının annesi, bir yakını maruz kalmadı ki? Bir düşünün…

Bana değil kendinize iç sesinize verin cevabınızı. En yakınımızda böyle bir olay yaşandığında kaçımız o kadına sonuna kadar “lütfen bu insanlık dışı davranışa artık dur” demek için savaşır, savaşmak zorunda bırakılırız? Biliyorum ‘’bitti’’ diyene de rahat yok. Terk edilmeyi o aslan egosuna yediremeyen mağara insanı şiddetin son damlasını da yaşatıyor.

Ama aslında mesele bu kadar da basit değil, çok daha derinde sorunlarımız ve çözümleri.

Çoğu ailede eğitim öğretim gelişse bile güvensiz kızlar, egosu şişirilmiş erkekler yetiştiriyoruz biz anneler babalar. O kıyamadığı kızının teninin her bir zerresine, ruhuna ilkel duygularını akıtan adam bilse ki bu kadın yalnız değil, bu kadının güçsüzlüğü sadece sevgisi, o da biterse kendisi de biter.

Bilse ki onu koruyan arkasında yanında duran bir aile var çıkarır mı içindeki o bed öfkeyi?

Şunu öğrendim anne olduğumdan beri. Kızım yok, olsaydı ona da öğretirdim. Ama oğluma hep şunu söyledim:

Sevgi tek eşliliktir bunu unutma!

Birini seviyorken bir başkasına bakmasın gözlerin yüreğin…

Ve en değerlisi olduğunu unutmasın yanındaki canın bir başkasının canı olduğunu.

Bırak onun fiziğine gelecek zarar, senin onun üzerinde hüküm kurup psikolojik egonu tatmin etmen sadece ezikliğin derim.

Hayvanı sev, sevmesen bile zarar verme sakın, hiç günahı yokken niye zarar veresin ki?

Şuan aramızda ki canavarlara dur demek için belki bireysel rollerimiz çok zayıf. Çünkü aslında her şey toplumsal bir sorun. Ama bundan sonra ki nesillerin yetiştirilmesinde hepimizin çok büyük sorumlulukları var. Kadın olsun erkek olsun ‘’bitti gidiyorum’’ derse kendisini arabesk bir hikayenin ortasında değil, bir şarkının başlangıcında hisseden gençler yetiştirelim. Sevmeyi, saymayı, özgürlüğü satırlarda değil hayatlarında yaşasınlar.

Sıla ile Ahmet’in aşkımı? Bitmiştir belki aşkları bilmiyorum. Geriye kalan bizim konuştuklarımız, yazıp çizdiklerimiz ve kadın şiddetinin sadece bizim evin içinde yaşanmadığıdır.

Sevgiyle kalın

Samimi olun ne olur bu yazıyı okurken

 

SHE AND GIRLS BAHAR 2024